Tarih Kitapları

Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) Pdf indir

Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 1432 sayfadan oluşan Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Kolektif tarafından kaleme alınan Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 13.5 x 21 cm ebatındadır. Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) kitabını 9786057635549 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) pdf oku indir.

Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) pdf indir

SET İÇİNDEKİ KİTAPLAR:
 
GÖKBÖRÜ’NÜN İZİNDE – AHMET TAŞAĞIL
Kadim Türklerin Topraklarında
Tarih Öncesinden Coğrafyalar Ötesine: Türkler
Onlar varlıklarının anlamını seferde buldular. Nice zamanlar içinde nice mekânlara sahip oldular. Tarifi olabilecek olmayan büyüklükteki toprakları arada bir ayak sesleriyle arada bir de nal sesleriyle aştılar. Kondular, göçtüler… Kurdular, yıkılınca tekrar yaptılar… Hiçbir zaman vazgeçmediler. Ne bulunacağını değil, daima nasıl bulunacağını düşündüler. Türkler…
İslam Öncesi Türk Tarihi ve Orta Asya Tarihi alanlarının uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, tarihin peşinden ve Türklerin izinden gidiyor, engin coğrafyaları adımlıyor, Türklerin gizemli tarihini yeniden yazıyor.
20 yılı aşkın bir süredir Eski Türklerin adım attığı istisnasız her yere gitmiş ve araştırmalar yapmış olan Ahmet Taşağıl; okuyacağınız sayfalar boyunca sizi bozkırın rüzgârı eşliğinde Altay Dağları’na götürecek. Orhun bölgesinde tüm sırrıni dinlerken kendinizi bir anda Çin Seddi’nin Yeşim Taşı Kapısı’ndan girerken bulacaksınız. Hanbalık’ta dinlenip, Pekin’den Doğu Türkistan’a ulaşırken kadim bir tarihi yaşadığınızı fark edeceksiniz. Urumçi, Kaşgar, Fergan ve en sonunda Maveraünnehir derken, Türk tarihinin derinliği karşısında hayret duygunuzu genişleteceksiniz.
Türk isminin kimlere denildiğini, Türklerin nereden geldiklerini, inançlarını, en enteresan geleneklerini, asırlar boyunca taşıdıkları kişiliğistik ayrıntı kısmını, tüm dünyanın imrendiği teşkilatlanma ustalıklarını ve her koşulda nasıl başarılı olabildiklerini tüm boyutlarıyla öğreneceğiniz bu kitapta, kendinizi at sırtında Sibirya, Moğolistan, Kuzey ve Orta Çin, Doğu Türkistan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Afganistan topraklarını geçerken hissedeceksiniz. Her detayı görerek ve tekrar yaşayarak…
GÖKBÖRÜ’NÜN İZİNDE: Kadim Türklerin Topraklarında, Ahmet Taşağıl’ın son derece lezzetli üslubuyla adeta bir seyahatname tadında.
 
TÜRK SAVAŞ SANATI – ERKAN GÖKSU
Kutadgu Bilig’e Göre
Asırlara Uzanan Türk Sanatı: Savaş…
Türk tarihçiliğinin son haftalardaki en mühim isimlerinden Erkan Göksu, Sun-Tzu’nun Savaş Sanatı’ndan aldığı ilhamla Türklerin mesleği olan savaşın, düşünce boyutundaki izini sürüyor.
Kitap ilk kez savaş ve sanatına dair nitelikli ve incelikli bir araştırmanın sonucu olarak şiddet olgusundan başlayıp Sun-Tzu’nun eserinin yansımalarına, bir İslam/Türk Savaş sanatının varlığına ve Türklerin savaşa nasıl baktığına dair en veciz ifadeleri barındıran Kutadgu Bilig’den önce savaş üzerine yazılmış eserlere eğiliyor. Ardından Kutadgu Bilig’in hikmetli satırları arasına gizlenmiş olan Türk savaş sanatını da tüm sırlarıyla birlikte meraklı zihinlere sunuyor.
11. yüzyılda Yusuf Hâs Hâcib tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig, Türk devlet ve toplum düşüncesini en açık ve sade biçimde görülmektediran eserlerin ilkidir. Bu eser Türklerin ahlâk, siyaset ve hukuk anlayışlarını son derece felsefî bir derinlikle, kendine özgü üslubuyla anlatır. Kutadgu Bilig’de savaş, “bilgisiz ve kötülere, anlaşmak istemeyen, adaletsizlik yapan düşmanlara karşı başvurulacak son çare” olarak değerlendirilir. Yusuf Hâs Hâcib bu eserinde savaşa dair görüşlerini sunarken Türklerin savaşla olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine bi hayli zengin bir perspektiften bakar.
Erkan Göksu da bu 1000 yıllık eserden yola çıkarak Türk savaş düşüncesi üzerine titizlikle yaklaşıyor ve önceden benzeri görülmemiş bir kaynak görülmektedirtıyor. Bu eser tarih boyunca en korkulu savaşçı milletler arasında anılan Türklerin savaşa nasıl baktıklarını, savaşın öncesinde ve ardından önem verdiklerini, savaş sırasında nasıl davranmaları gerektiğini bilge Yusuf Hâs Hâcib’in Kutadgu Bilig’inde geçen hikmet dolu ifadelerle aktarıyor.
Türk Savaş Sanatı, ilk cümlesinden son cümlesine dek her yönüyle ilham veren bir çalışma.
 
TÜRKİSTAN’IN KEŞİF ÇAĞI – MURAT ÖZKAN
Rus Seyyah Burnaşev’in Gözünden Buhara
Talihiyle Kederli, Tarihiyle Efsanevî Türkistan Coğrafyası…
Türkistan coğrafyası çok eski çağlardan ibu yana iktidar ve otoritenin savaş alanı, para ve hırsın ‘Erlik’ suretinde ete kemiğe büründüğü, dünyanın en talihsiz coğrafyasıdır. Burası yer altı kaynaklarının zenginliği, ticaret yollarının merkezinde olması ve el değmemiş verimli topraklarıyla daima etrafındaki devletlerin dikkatini çekmiştir. 
18. yüzyıl adeta Rusların Türkistan’ı keşif çağıydı. Ülke menfaatleri ışığında bilgi ve belge toplamak için her yolu kullanan Ruslar, Türkistan gibi kritik bölgelere özel olarak yetiştirilmiş, tercihen belli bir ordu ve devlet terbiyesinden geçmiş, bi hayli zeki ve çalışkan kimseleri görevlendiriyordu. İşte bu sürede Ruslar tarafından bölgeye gönderilen görevli Timofey Stepanoviç Burnaşev’di.
Elinizdeki eser ilim ve sanatın başkenti ‘ipek şehir’ Buhara’nın ‘yabancılar tarafından keşfi’ni tüm çarpıcılığıyla anlatmakta, başta Timofey Stepanoviç Burnaşev olmak üzere Ruslar, İngilizler, Amerikalılar ve diğer milletlerin bölgeyi şahsî çıkarları için didik didik etmelerinin, Buhara’nın hükümdarlarından hastalık yayan sineklerine kadar kayıt ettiklerinin bir nevi ispatı olmaktadır.
Ruslar Türkistan’da nasıl yayıldı ve burada nasıl bir askerî politika güttü? Buhara-Rusya diplomasisinde ne tür ilişkiler yaşandı? 18. yüzyılda Buhara Hanlığı’nda siyaset ve yönetim anlamında durum nasıldı? Günlük hayattan ekonomik ve demografik hareketlere, seyyahlar Buhara’yı nasıl tasvir ediyordu?
Türkistan’a ilişkin bir çok sorunun cevabını bulacağınız Türkistan’ın Keşif Çağı: Rus Seyyah Burnaşev’in Gözünden Buhara, Türkistan tarihini yeniden keşfetmek isteyenler için her yönüyle çok sarsıcı, titiz bir emek…
 
 
TÜRKLERİN BÜYÜKLERİ – CANSU CANAN ÖZGEN
Asya’dan Avrupa’ya; Hazar’dan Akdeniz’e
AHMET TAŞAĞIL, HAŞİM ŞAHİN, İLBER ORTAYLI, CİHAN PİYADEOĞLU, FERİDUN EMECEN, ERKAN GÖKSU, EMRAH SAFA GÜRKAN, MUSTAFA ALİCAN, NECMETTİN ALKAN
Tarihi ekranlar vasıtasıyla her yaşa yeniden sevdiren Cansu Canan Özgen, Bilge Kağan çağından başlayıp Gazi Mustafa Kemal Atatürk dönemine kadar uzanan zamanda, Türk tarihinde iz bırakmış olan büyük isimleri, alanında uzman tarihçilerle konuştu. 
Bilge Kağan kimdir? Orhun Yazıtlarının Türk tarihindeki yeri ve önemi nedir? Türk Kağanlığı adlı devlet hangisiydi? Prof. Dr. Ahmet Taşağıl anlatıyor.
Nizamülmülk’ün gerçek adı neydi? Nasıl bir eğitim aldı? Selçuklu tarihindeki önemi neydi? Doç Dr. Erkan Göksu anlatıyor.
Sultan Alp Arslan’ın asıl hedefi Anadolu muydu? Alp Arslan’a niçin “Fethin Babası” adı verilmiştir? Romanos Diyogenos’a nasıl davranmıştır? Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu anlatıyor.
Emir Timur neden “sultan” unvanını kullanmamıştır? Kendisini yeni bir Cengiz Han olarak mı görüyordu? Ankara Savaşı hiç olmayabilir miydi? Doç. Dr. Mustafa Alican anlatıyor.
Hızır Reis, nasıl Barbaros Hayreddin Paşa’ya dönüşmüştür? Akdeniz’deki Türk korsanları kimlerdi? Korsanlar nasıl yaşarlardı? Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan anlatıyor.
“Kanuni” unvanı Sultan Süleyman’a ne zaman verilmiştir? Şehzade Mustafa neden katledilmiştir? Batılılarca Muhteşem Süleyman olarak tanınmasının sebebi nedir? Prof. Dr. Feridun M. Emecen anlatıyor.
Sultan II. Abdülhamid Panislamcı mıydı? Theodor Herzl ile olan görüşmesinde neler konuşulmuştu? Neden bir kesim Kızıl Sultan, bir kesim Ulu Hakan demiştir?
Prof. Dr. Necmettin Alkan anlatıyor.
Atatürk hangi cephelerde savaştı? Soyağacı bilinmekte mu? Kitaplarla arası nasıldı? Cumhuriyet düşüncesi nasıl dünyaya geldi? Prof. Dr. İlber Ortaylı anlatıyor.
Orta Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın kapılarına, Hunlar’dan Osmanlı’ya, Kanuni’den Atatürk’e Türk tarihinin mühim çağları, imparatorlukları ve komutanları Türklerin Büyükleri‘nde anlatılıyor.
 
TİMURLENK – BEATRICE FORBES MANZ
Bozkırların Son Göçebe Fatihi
Orta Asya Ve Orta Doğu’ya Hâkim Bir Hükümdar, Küçük Asya’ya Kadar Savaşmış Bir Fatih: Timur
Avrasya’nın her köşesinde bir kasırga gibi esen Timurlenk, bozkır fatihlerinin sonuncusuydu. Dünya tarihinde ömrünün hemen hemen hepsinı seferlerde geçirmiş savaşçı-hükümdar kişiliği için akla gelen ilk isimlerdendir. “Kuvveti sonsuz” olarak nitelendirilen ordularıyla 1382’den 1405’e kadar çok geniş toprakların tozunu dumana katmıştır. Delhi’den Moskova’ya, Orta Asya’dan Tanrı Dağları’na, Anadolu ve Toroslar üzerinden Avrasya’ya kadar yeni fetihler için karşısına çıkan güçleri hallaç pamuğu gibi oradan oraya savurmuştur. Şüphe yok ki bir çok kadim şehri de yerle bir etmiş, bazılarını ise kudretinden esirgemiştir.
Uzun seneler boyunca inşa ettiği Türk-Moğol kültürü, ölümünden sonra yerini Türk-İslam kültürüne bırakmış ve Osmanlılar, Safevîler, Babürlüler gibi büyük imparatorluklar için ilham kaynağı olmuştur. Timur’un (Aksak Timur, Timurlenk, Temür) destansı ismi tarihteki unutulmaz yerini almıştır.
Beatrice Forbes Manz, bu çalışmasında Timur’u bir göçebe hanedanın kurucusu ve çok kabiliyetli bir insan olarak ele alırken devlet kurma mekanizmaları, kabile politikalarının dinamikleri ve kişisel yönetimin doğası gibi daha kapsamlı konuları da tartışmaya açıyor. Timur’un iktidara geldiği kabile konfederasyonu içindeki siyasi kültürü inceleyerek, Timur’un gevşek ve isyankâr bir yapıyı tek bir insana itaate dayalı disiplinli bir ordu haline nasıl getirdiğini inceliyor.
Timur döneminin toplumsal-kültürel yapısı üzerine ciddi çalışmalar yapmış Beatrice Forbes Manz’ın akıcı bir üslupla kaleme aldığı TİMURLENK: Bozkırların Son Göçebe Fatihi adlı bu eserimizi, Zuhal Bilgin’in eşsiz çevirisiyle tarih tutkunlarının beğenisine paylaşmak istedik…
 
 
TONYUKUK – ERHAN AYDIN
Türklerin Bilge Atası
Bilge Tonyukuk Ve Yazıtı…
Gerçeğe en yakın bilgilerle Tonyukuk kimdi? Unvanları ve görevleri nelerdi? Yazıtında neler anlatmaktaydı? Tarih boyunca Tonyukuk ve yazıtı ile alakalı hangi çalışmalar yapıldı?
Türk adının ilk kez geçtiği Türk runik harfli metinler içinde, üzerinde en fazla konuşulmuş olanı şüphesiz Tonyukuk yazıtıdır. Bizzat Tonyukuk’un zihninden ve dilinden çıkan bu yazıt, hem tarihî olaylara teferruatıyla yer vermesi hem de Türk diline ve kültürüne yaptığı katkılar neticesinde bi hayli mühim bir konumdadır.
Tonyukuk yazıtı ilk bulunduğu günden şimdiye kadar genelde dil araştırmacıları tarafından incelendi. Özellikle tarih araştırmacıları, Çin kaynaklarında verilen bilgilerden hareket ederek Tonyukuk’un kim olduğu hususunda yoğunlaştılar.
İşte ilk kez bu kitapla, hem Çin kaynaklarındaki olaylar hem de yazıttaki olaylar karşı karşıya geldirılmış oluyor. Yazıttaki her cümle ve lügatta bulunan şifreler çözülerek hem Tonyukuk’un kimliği hem de yazıtının değeri ortaya konuyor. Çin kaynaklarıyla eski Türk yazıtlarında açıkça ifade edilmemiş olsa da yazıtta bulunan iğneleyici ve buruk ifadelerle Tonyukuk’un Bilge Kağan’la yaşadığı sorunlar gözler önüne seriliyor.
Tonyukuk tarihten günümüze, büyük işler başaran Türk büyükleri arasında şüphesiz ki en üst sıralardadır. Diğer yandan tarihî Türkçenin söz varlığına yaptığı katkılarıyla, Türk kültürüyle alakalı sağladığı verilerle ve belki de en mühimsi Köktürk tarihi için paha biçilemez bilgiler vermesiyle, Tonyukuk yazıtı ölümsüz konumdadır. “Taşa Kazınan Tarih”, “Sibirya’da Türk İzleri” kitaplarıyla Orta Asya Türk tarihini ana kaynaklarıyla günümüze taşıyan Erhan Aydın bu kez Tonyukuk’u ve yazıtını yeniden gündeme taşıyor.

Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) kitap özeti

Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) pdf oku

Türklerin Kadim Tarihi Seti (6 Kitap) Pdf indir

 

Related Articles

Back to top button