Tarih Kitapları
Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) Pdf indir
Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 264 sayfadan oluşan Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Deniz Kaplan tarafından kaleme alınan Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 19.5 x 27.5 cm ebatındadır. Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) kitabını 9786257799225 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) pdf oku indir.
Tarsus Araştırmaları 2 (Ciltli) pdf indir
Tarsus Hinterlandı Yüzey Araştırmalarının 2017 yılı çalışmaları esnasında Keşbükü ve etrafında incelemeler gerçekleştirildi. Keşbükü, Tarsus’un hemen hemen 18 km kuzeybatısında bulunmaktadır. Alanda yaptığımız incelemeler esnasında iki yazıtlı lahit, çok sayıda seramik, terracotta heykelcikler ve bir kouros başı bulundu. Tarsus Araştırmaları II ile Neolitik/Kalkolitik Çağ’dan başlayarak Orta Roma İmparatorluk Dönemi’ne uzanan Keşbükü buluntuları bilim dünyasına sunulmaktadır.
Keşbükü buluntuları içinde en erken buluntular obsidiyenlerdir. Söz konusu odsidiyenler, Neolitik yahut Kalkolitik Çağlar’a aittir. Bu bilgi, Tarsus Hinterlandı’nda Tarsus’un merkezindeki Gözlükule Höyük gibi erken yerleşimlerin varlığına kesin ispat sağlamaktadır.
Keşbükü’de ele geçen nicelik ve nitelik yönünden mühim bir grubu oluşturan Arkaik ve Klasik Dönem seramikleri, Gözlükule’de MÖ 530-320 senelerı arasında yaşanan “esrarengiz boşluğun” tekrar tartışılmasına olanak sağlamaktadır. Keşbükü Arkaik ve Klasik Dönem buluntuları, Tarsus ve etrafında “esrarengiz boşluğu”n yalnızca Gözlükule için geçerli olduğuna net ve kesin ispatları içermektedir.
Yerleşimde ele geçen ve Tarsus Müzesi’nde sergilenen bir adet Kouros başı, MÖ 530-520 senelerına aittir. Kouros başı, Tarsus’a ait en erken heykeltıraşlık buluntusu olma özelliğine sahiptir.
Keşbükü’de ele geçen Hellenistik ve Roma Dönemi terracotta heykelcikleri içinde kimliklendirilebilen asıl grup, Kourotrophos’lardır. Yerleşimin zirve noktasındaki kayalık alanda ele geçen Keşbükü Kourotrophos’ları, Ephesos’taki Kourotrophoi Yarık Kaya Kutsal Alanı ve Kaunos’taki Demeter Kayalığı ile hem konteksti hem de buluntuları yönünden ortak özelliklere sahiptirler. Söz konusu benzerlikler, Keşbükü’de “Kourotrophoi” tanrılar için bir kutsal alanının varlığını düşündürtmektedir. Bu durum Kilikia’da kourotrophoi tanrılar için bilinen ve tespit edilen ilk açık hava kaya kutsal alanının Keşbükü’de olduğuna işaret etmektedir.
Keşbükü’de bulunan kireçtaşı bir kaya lahdi üzerinde eski Yunanca bir yazıt bulunmaktadır. Yazıtta anılan Lysandros, tapınak bekçisi olarak tanımlanmaktadır. Bu bilgi aracılığıyla Tarsus’taki bugün Donuktaş olarak adlandırılan Hadrianus Tapınağı’nın bir tapınak bekçisinin ilk kez isminin öğrenilmesi olabilecek olmuştur.
Keşbükü’nün hemen hemen 4 km doğusunda aynı burun üzerinde bulunan Burunköy mevkiide yazıtlı bir başka lahdin bulunması, Tarsus’un phyleleri ile ilgili ilk kez bilgi edinilmesi yönünden mühim bir keşif olmuştur. Söz konusu yazıtta geçen “İsis Phyle”si ilk kez bu yazıt ile belgelenmektedir.
Keşbükü buluntuları içinde en erken buluntular obsidiyenlerdir. Söz konusu odsidiyenler, Neolitik yahut Kalkolitik Çağlar’a aittir. Bu bilgi, Tarsus Hinterlandı’nda Tarsus’un merkezindeki Gözlükule Höyük gibi erken yerleşimlerin varlığına kesin ispat sağlamaktadır.
Keşbükü’de ele geçen nicelik ve nitelik yönünden mühim bir grubu oluşturan Arkaik ve Klasik Dönem seramikleri, Gözlükule’de MÖ 530-320 senelerı arasında yaşanan “esrarengiz boşluğun” tekrar tartışılmasına olanak sağlamaktadır. Keşbükü Arkaik ve Klasik Dönem buluntuları, Tarsus ve etrafında “esrarengiz boşluğu”n yalnızca Gözlükule için geçerli olduğuna net ve kesin ispatları içermektedir.
Yerleşimde ele geçen ve Tarsus Müzesi’nde sergilenen bir adet Kouros başı, MÖ 530-520 senelerına aittir. Kouros başı, Tarsus’a ait en erken heykeltıraşlık buluntusu olma özelliğine sahiptir.
Keşbükü’de ele geçen Hellenistik ve Roma Dönemi terracotta heykelcikleri içinde kimliklendirilebilen asıl grup, Kourotrophos’lardır. Yerleşimin zirve noktasındaki kayalık alanda ele geçen Keşbükü Kourotrophos’ları, Ephesos’taki Kourotrophoi Yarık Kaya Kutsal Alanı ve Kaunos’taki Demeter Kayalığı ile hem konteksti hem de buluntuları yönünden ortak özelliklere sahiptirler. Söz konusu benzerlikler, Keşbükü’de “Kourotrophoi” tanrılar için bir kutsal alanının varlığını düşündürtmektedir. Bu durum Kilikia’da kourotrophoi tanrılar için bilinen ve tespit edilen ilk açık hava kaya kutsal alanının Keşbükü’de olduğuna işaret etmektedir.
Keşbükü’de bulunan kireçtaşı bir kaya lahdi üzerinde eski Yunanca bir yazıt bulunmaktadır. Yazıtta anılan Lysandros, tapınak bekçisi olarak tanımlanmaktadır. Bu bilgi aracılığıyla Tarsus’taki bugün Donuktaş olarak adlandırılan Hadrianus Tapınağı’nın bir tapınak bekçisinin ilk kez isminin öğrenilmesi olabilecek olmuştur.
Keşbükü’nün hemen hemen 4 km doğusunda aynı burun üzerinde bulunan Burunköy mevkiide yazıtlı bir başka lahdin bulunması, Tarsus’un phyleleri ile ilgili ilk kez bilgi edinilmesi yönünden mühim bir keşif olmuştur. Söz konusu yazıtta geçen “İsis Phyle”si ilk kez bu yazıt ile belgelenmektedir.