Tarih Kitapları
Samuray / Kılıcın Efendileri 1 Pdf indir
Samuray / Kılıcın Efendileri 1 pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 272 sayfadan oluşan Samuray / Kılıcın Efendileri 1 kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Erdal Küçükyalçın tarafından kaleme alınan Samuray / Kılıcın Efendileri 1 isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 13.5 x 21 cm ebatındadır. Samuray / Kılıcın Efendileri 1 kitabını 9786050831634 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Samuray / Kılıcın Efendileri 1 pdf oku indir.
Samuray / Kılıcın Efendileri 1 pdf indir
Erdal Küçükyalçın “Kılıcın Efendileri” adlı yeni bir seriyle okuyucusuyla buluşuyor. Bu serinin ilk kitabı Japon tarihini şekillendiren savaşçı sınıf samuraylar…
Asya’da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan birisi olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 senesinde Amiral Matthew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir biçimde kastlara ayrılmış, dünya çapındaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı ufak bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Lakin Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kısa süre içinde kurulu düzenin bozulmasına yol açacaktı. Yepyeni bir dinamizmle, hızla modernleşen Japonya, 1905 senesinde, Rus-Japon Savaşı’nda koca Rus İmparatorluğu’nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul gören bir devlete dönüşecekti.
Bu bir “Japon mucizesi” miydi? Hayır, hiçbir sonuç nedensiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylar ve onların dünya görüşünü şekillendiren “Buşido” yani “Savaşçının Yolu” düşüncesiydi…
Küçükyalçın bu çalışmasında, ilk kez samuray sınıfının tarihî akış içindeki gelişim sürecini, devlet mekanizmasının oluşumunu ve samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini konu alıyor. Bunun yanında Japon devletinin merkeziyetten adem-i merkeziyete savruluşu ile yerel güç odakları olarak yaşanan derebeyleri ve feodal düzeni inceliyor. Daha sonra ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve “Yol” kavramını onu besleyen kaynaklar üzerinden ele alarak kavramın samurayların düşünce dünyalarıyla kültürel hayatlarına nasıl yansıdığını akıcı bir üslupla anlatıyor.
Asya’da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan birisi olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 senesinde Amiral Matthew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir biçimde kastlara ayrılmış, dünya çapındaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı ufak bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Lakin Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kısa süre içinde kurulu düzenin bozulmasına yol açacaktı. Yepyeni bir dinamizmle, hızla modernleşen Japonya, 1905 senesinde, Rus-Japon Savaşı’nda koca Rus İmparatorluğu’nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul gören bir devlete dönüşecekti.
Bu bir “Japon mucizesi” miydi? Hayır, hiçbir sonuç nedensiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylar ve onların dünya görüşünü şekillendiren “Buşido” yani “Savaşçının Yolu” düşüncesiydi…
Küçükyalçın bu çalışmasında, ilk kez samuray sınıfının tarihî akış içindeki gelişim sürecini, devlet mekanizmasının oluşumunu ve samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini konu alıyor. Bunun yanında Japon devletinin merkeziyetten adem-i merkeziyete savruluşu ile yerel güç odakları olarak yaşanan derebeyleri ve feodal düzeni inceliyor. Daha sonra ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve “Yol” kavramını onu besleyen kaynaklar üzerinden ele alarak kavramın samurayların düşünce dünyalarıyla kültürel hayatlarına nasıl yansıdığını akıcı bir üslupla anlatıyor.