On Küçük Zenci – Agatha Christie PDF indir
On Küçük Zenci – Agatha Christie, pdf kitap bölümümüzde Temmuz 2006 senesinde kaleme alınan On Küçük Zenci – Agatha Christie kitabını sizlerle paylaştık. On Küçük Zenci – Agatha Christie kitabının detayları..
On Küçük Zenci – Agatha Christie – Özeti
On Küçük Zenci – Agatha Christie
Her birinin gizledikleri ve korktukları sırları olan on kişi, Zenci Adası’ndaki ıssız bir malikaneye davet edilirler. Lakin malikaneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, konut sahibi ortalarda yoktur.
Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır.
Konuklar bir süre sonra gizledikleri karanlık sırları birbirlerine anlatırlar. Ve teker teker ölmeye başlarlar…
Yıl 1938’dir. Birbirlerini hiç tanımayan on insana, dostları, akrabaları, meslektaşları vs. aracılığıyla tatillerini Zenci Adası’nda geçirmeleri için mektupla davet gelir. Bu on kişi adaya doğru yol alır ve yolda birbirleriyle tanışmaya başlarlar. Konuklar adaya vardıklarında adanın sahibi Bay ve Bayan O’Nyme ’nin hizmetkarları aracılığıyla karşılanıp malikaneye yerleştirilirler. Lakin konukların her biri tesadüf olmayan esrarengiz bir biçimde orada bulunduklarını kısa bir sürede anlayacaktır.
Misafirler odalarına yerleştiklerinde her birinin duvarında On Küçük Zenci ile ilgili çocuk şarkısına andıran bir yazı mevcuttur:
“On ufak zenci yemek yemeğe gittiler. İçlerinden biri boğuldu ve geriye dokuzu kaldı. Dokuz ufak zenci gece geç saatlere kadar uyanık kaldı. İçlerinden biri uykudan uyanmayı unuttu ve geriye sekizi kaldı.….“ Şeklinde yazı devam eder.
Saat sekizde yemek salonuna gelen misafirler masanın üzerinde on adet ufak zenci heykeliyle karşılaşırlar ve hepsi odalarındaki yazıdan bahseder, herkesin odasında yazı bulunması çok gariplerine gider ve o sırada arka fondan bir insan sesi işitilir. Bu ses gramofondan gelmektedir. Gramofondaki ses odada bulunan on birinin geçmişte verdikleri kararlarla birilerinin ölümüne yol açtıklarını sıra sıra söyler:
1-Doktor Edward Georges Armstrong, 14 Mart 1925’te Louise Mary Gless’in ölümüne yol açtınuz.
2-General John Gordon Mac Arthur, 04 Ocak 1917 günü, karınızın sevgilisi Arthur Richomd’u soğukkanlılıkla ölüme yolladınız.
3-William Henry Blore, 10 Ekim 1928 günü James Stefen Landor’un ölümüne yol açtınuz.
4-5-Thomas Rogers ve Mary Rogers siz, 6 Mayıs 1929’da Jennifer Brady’i ölüme terk ettiniz.
6-Teğmen Philip Lombard,siz Doğu Afrika’da bir kabileden yirmi bir kişiyi ölüme sürüklediniz.
7-Vera Elisabeth Claythorne, 11 Ağustos 1932’de siz Cyril Oglive Hamilton’u öldürdünüz.
8-Anthony James Marston, geçen sene 14 Kasım’da (1937) siz John ve Lucy Combes’u öldürdünüz.
9-Emily Caroline Brent, 5 Kasım 1931’de siz Beatrice Taylor’un ölümünden sorumlu tutuldunuz.
10-Yargıç Lawrence Wargrave, 10 Haziran 1930 günü, Edwaed Seton’u ölüme sürüklediniz.
Ve suçluların kendilerini savunacak bir şeylerinin olup olmadığını sorar.
Odadaki on birinin geçmişteki ölümler ile ilgili kendilerince çeşitli mazeretleri bulunmakta ve kendilerini masum görmektedirler. Kimse ölümüne yol açtıkları bireylerin sorumluluğunu üstlenmemekte ve kesinlikle kendilerinde en ufak suç bulunmadığını söylemektedirler.
Her biri panik yaşar ve aralarında münakaşaya başlarlar. Hatta malikane hizmetçisi Mary Rogers bu suçlama yüzünden fenalaşır, onu odasına taşırlar. Tam o sırada içkisinden bir yudum alan Tony MARTSON yere yığılır, bardağına baktıklarında bardağın dibinde siyanür bulurlar.
On ufak zenci yemek yemeğe gittiler. İçlerinden biri boğuldu ve geriye dokuzu kaldı.
Odadaki herkes içlerinden birinin ölmesi yüzünden gerginleşir ve masaya baktıklarında zenci heykellerinin dokuz adet kaldığını fark ederler.
Hizmetli Bay Rogers’in malikane sahibinin kim olduğunu sorarlar, Hizmetli Bay O’Nyme’i hiç görmediğini, karısıyla birlikte bir ajans aracılığıyla işe alındıklarını söyler, kendisine gönderilen mektubu araştırmaya koyulduklerinde altındaki imzanın A.N.O.‘Nyme yani ANONİM imzalı olduğunu keşfederler. Buradaki her şeyin bir oyun olduğunu düşündüklerinde herkesin sinirleri daha bir gerginleşir.
-Doktor Edward Georges Armstrong, çok fazla hatırlamadığı bir ameliyat sırasında Louise Mary Gless adlı bir hastanın kurtarılamadığını anlatır. İşin gerçek yüzü ise Doktor, alkollü olmasına rağmen ameliyata girmiş ve hastanın ölmesine neden olmuştur.
-General John Gordon Mac Arthur, 04 Ocak 1917 günü Arthur Richomd’un savaş sırasında öldüğünü bundan doğal ne olabileceğini, karısına da iftira atıldığını söyler. Oysaki karısının sevgilisi Arthur Richomd’u soğukkanlılıkla isteyerek asla sağ çıkamayacağı savaşta ölüme yolladığını içten içe bilir.
-William Henry Blore, rütbeli bir polis olduğu sıralarda bir banka soygunu olduğunu ve bir bekçinin öldürüldüğünü, tanıklığıyla James Stefen Landor’un mahkum olup, hapishanede öldüğünü ve kendisinin adamın ölümüyle hiçbir alakasının olmadığını, hiç de pişmanlık duymadığını anlatır.
-Thomas Rogers ve Mary Rogers, hizmetinde çalıştıkları yaşlı Bayan Brady’nin fırtınalı bir gecede (6 Mayıs 1929) hastalandığını, telefonun kesilmiş olduğu için yürüyerek doktor çağırmaya gittiklerini fakat doktorla geldiklerinde artık çok geç olduğunu ve yaşlı kadını kaybettiklerini anlatırlar. İşin gerçeği ise Thomas Rogers ve Mary Rogers hastalanan yaşlı kadını ölüme terkedip yüklü mirasına konmuş olmalarıdır.
-Teğmen Philip Lombard, Doğu Afrika’da bir kabileyle çalılıklar içinde kaybolduğunu, onlara (yirmi bir kişi) hiçbir şey bırakmadan bütün yiyecekleri yanına alıp onları orada terk ettiğini, şerefli birşey olmadığını fakat bu insanlar için ölmenin kolay kabul edildiğini ve onları ölüme terk ettiğini itiraf eder.
-Vera Elisabeth Claythorne, Cyril Oglive Hamilton’un bakıcısı olduğunu ve ele avuca sığmayan çocuğun deniz kenarında oyun oynarken gözetiminden çıkarak 11 Ağustos 1932’de denizde boğulduğunu anlatır. Bu olayda kendisinin bir kabahati olmadığını söyler. Işin aslı ise Vera çocuğun üvey ağabeyine aşıktır. Üvey ağabeye miras kalamadığı için evlenememektedirler. Vera çocuğun ölümüne ortam hazırlamış ve mirasın onlara kalarak mutlu yaşayacaklarını düşünmüştür. Oysaki sevdiği adam çocuk boğulduktan sonra onu terketmiştir.
-Anthony James Marston, 14 Kasım 1937 tarihinde Cabridge yakınlarında John ve Lucy Combes adlı iki çocuğu aşırı sürat yaptığı için arabasıyla ezip öldürdüğünü hatırlar ve kabahatin kendisinde olmadığını, arabaların bi hayli hızlı gitmek için yapıldığını anlatır.
-Emily Caroline Brent, yanında çalışan Beatrice Taylor’un hamile kaldığını öğrendiğinde kızı işten çıkarmış ve umutsuzluğa kapılan hizmetçinin kendini nehre atıp intihar ettiğini, onu öldürenin kendi günahı olduğunu, kızın ölümünden kendisinin sorumlu tutulamayacağını Vera Elisabeth Claythorne’e anlatır.
-Yargıç Lawrence Wargrave, yargıç olduğu zamanda aşağılık bir katile ölüm cezası verilmesi için jüriyi ikna ettiğini ve 10 Haziran 1930 günü, Edwaed Seton’u idam ettirdiğini itiraf eder, bu kararından da asla pişman olmadığını adaletin yerini bulduğunu söyler.
Gece geç saate kadar uyumayan konuklar ertesi gün sabah erzak getirecek tekneye bineceklerinin planını yaparak odalarına çekilir. Herkes odasının kapısını kilitler. Her biri yataklarında kabus görür çünkü unutmaya çalıştıkları, o zavallı bireylerin ölümlerine yol açtıkları durumu tekrar hatırlamışlar ve bu durum, sözüm ona kabul etmeseler de vicdanlarını rahatsız etmiştir.
Konukların yatmalarından birkaç saat sonra Bay Rogers, Doktor Armstrong’un kapısına gider ve karısını uyandıramadığını söyler. Doktor hizmetçi kadını kontrol ettiğinde onun ölmüş olduğunu anlar ve ‘Dokuz ufak zenci gece geç saatlere kadar uyanık kaldı. İçlerinden biri uykudan uyanmayı unuttu ve geriye sekizi kaldı.‘ Kadının da zehirlenerek öldürüldüğünü anlarlar. On ufak zenci rondunun kıtalarının ritmine uygun bir biçimde davetlilerin sayısı azalmaya başlamıştır. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan, acımasızca malikanede ölümler gerçekleşir ve herkes birbirinden şüphelenmektedir. İçlerinden biri davetlileri çok iyi tanıyor ve tanıdıklarını tercih ederek Zenci Adasına geçmişteki yaptıklarının bedelini ödetmek için planlı bir biçimde getirtmiştir.
Sabah olduğunda konuklar teknenin gelmesini beklerler fakat tekne Zenci Adasına gelmez. Bunun yanı sıra masanın üzerindeki zenci heykellerinin de sekiz adet kaldığını fark ederler.
Yemek servisi yapılacağı sırada General Mac Arthur’un ortalarda görünmediğini fark ederler, onu aramaya başladıklarında da cesediyle karşılaşırlar.
Sekiz ufak zenci Devon’da gezintiye çıktılar. İçlerinden biri oradan ayrılmadı ve geriye yedisi kaldı.
Bunun yanı sıra masanın üzerinde de yedi adet heykel kalmıştır.
Artık herkes birbirinin üzerine iftira atıp tartışmaya başlamıştır. Ölüm korkusu herkesin çıldırmışçasına hareket etmesine neden olmaktadır.
Akşam olmuştur dışarıda çok şiddetli fırtına mevcuttur. Ortalıkta görünmeyen Rogers’in nerede olduğunu merak ederler ve aramaya başlarlar. Rogers’in kanlar içindeki bedeniyle karşılaşırlar, kilerde yerde oturmuş kafasından kanlar akmakta ortada da bir balta bulunmaktadır.
Yedi ufak zenci ormana odun kırmaya gittiler. İçlerinden biri kendisini ortadan ikiye biçti ve geriye altısı kaldı.
Biraz tartışmak için yarım saat sonra salonda toplanmaya karar verirler. Salona geldiklerinde Emily Caroline Brent’in sandalyede oturur vaziyette cansız bedeniyle karşılaşırlar. Masanın üzerinde ölmüş bir yaban arısı mevcuttur ve kadının boynunda da iğne sokması izi mevcuttur. Doktor yanında barındırdığı çantasının içine bakar ve şırıngasının yerinde olmadığını görürler. İçlerinden biri Emily’e şırıngayla zehir enjekte etmiştir.
Altı ufak zenci arı kovanıyla oynadılar. İçlerinden birini yaban arısı soktu ve geriye beşi kaldı.
Vera migreni olduğunu biraz uyumak istediğini söyler, odasına girdiğinde odasının yosunlarla kaplanmış olduğunu ve Yargıç Lawrence Wargrave’ni başında bir yün ve perdeden bir pelerin giydirilmiş halde odasında ölü bulurlar.
Beş ufak zenci hukuk tahsili yaptılar. İçlerinden biri avukat oldu ve geriye dördü kaldı.
Armstrong görünürde yoktur geriye kalan üç kişi onu aramaya başlarlar. Herkes çok tedirgin ve korkuyordur. Malikanenin içine girmek istemezler fakat William Henry Blore açlığa dayanamaz ve yemek yemek için malikaneye girer. Malikaneye girmesinin sonrasında içeriden gürültü duyulur ve baktıklarında ayı heykeli ile Blore’un başına vurulup öldürülmüş olduğunu görürler.
Üç ufak zenci hayvanat bahçesine gittiler. İçlerinden birini ayı ezdi geriye ikisi kaldı.
Adada iki kişi kalmışlardır ve Armstrong hala görünürde yoktur. O sırada Teğmen Philip Lombard kıyıya vuran bir cismi fark eder. Bu Armstrong’un kıyıya vurmuş cesedidir.
Vera iyice çıldırır ve o heyecanla Teğmenin belindeki silahını kapar, artık dayanamadığını her şeyi bildiğini söyleyip Teğmene ateş eder ve onu öldürür.
Iki ufak zenci güneş altında oturdular. İçlerinden biri güneşte kavruldu geriye biri kaldı.
Vera psikolojik olarak çökmüştür. Malikaneye girer ve masanın üzerinde duran zenci heykellerini yere atıp kırar. Aklı başında değildir sürekli olarak ufak çocuğun boğulması için kumsaldaki diyalogları kafasından geçer. Odasına gider. Odada tavana bağlanmış ip mevcuttur, sinirli oluşu, ortamın ipnotik gücü ve geçmişte işlediği suçtan ötürü duyduğu pişmanlıkla ipin altına sandalyeyi koyar, ipi boynundan geçirir sevdiği adamın ihanetini kaldıramaz ve sandalyeyi ayağıyla iterek kendini asar.
Bir önceki yazımız olan Nefret Oyunu – Sally Thorne başlıklı kitabımızda Nefret Oyunu Sally Thorne ekitap indir, Nefret Oyunu Sally Thorne ekitap oku ve Nefret Oyunu Sally Thorne pdf indir ile ilgili bilgiler verilmektedir.