Çocuk Kitapları
Ömer Seyfettin – Hikayeler Pdf indir
Ömer Seyfettin – Hikayeler pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 344 sayfadan oluşan Ömer Seyfettin – Hikayeler kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınan Ömer Seyfettin – Hikayeler isimli kitap OSMANLICA dilinde ve 12.5 x 20.5 cm ebatındadır. Ömer Seyfettin – Hikayeler kitabını 9786054893355 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Ömer Seyfettin – Hikayeler pdf oku indir.
Ömer Seyfettin – Hikayeler pdf indir
İstiklal Marşı Derneği’nin bir araya getirdiği ve TİYO’nun “Mecburi Kıraat” adlı yeni serisinin ilk kitabı olan “Ömer Seyfettin – Hikayeler” neşrolundu. Yazımızı geri almak için başlattığımız bu yeni neşriyatımızın ilk kitabında Ömer Seyfettin’in şu hikayeleri yer alıyor: Falaka, Nakarat, Vire, Kütük, Diyet, Penbe İncili Kaftan, Forsa, Başını Vermeyen Şehit, Kurbağa Duası, Topuz, Piç, And, Ferman, Yüksek Ökçeler, Bomba, Beyaz Lale, İlk Namaz. Türk milletine bu hikayeleri ve daha nicelerini armağan etmiş Ömer Seyfettin’in yazdıkları harf inkıkabı bundan dolayı muhafaza edilemedi. Yazdıklarının hemen hemen yarısı kayboldu, kaybedildi, yok edildi. Elde olanların da birçoğu Latin yazısına aktarılırken tahrif edildi. Ömer Seyfettin’in cesedinin kadavra olarak kullanıldığını biliyorsanız yazdıklarının başına neler geldiğini anlamanız zor olmayacak. Mecburi Kıraat serimizin bu ilk kitabı harf inkılabından bu yana Ömer Seyfettin’in yazdıklarını ilk defa yazının aslıyla ve doğru okuyabilme olanağı sunuyor. Yazımızı kaybettikten sonra hikaye sahasında eşi benzeri bir daha ortaya çıkmayan, millet yaşamımızın bu nadide eserlerini yazıldığı şekliyle, Türk yazısıyla okumağa davet ediyoruz. Davete icabet etmek mecburidir zira Türk varlığı fakat dilimize, lisanımıza, lügatimize yani yazımıza sahip çıkarak idame edebilecektir. Kitabın arka kapağında ise İsmet Özel’den bir iktibas var:
“Mehmet, Mehmet! Canını verdin! Başını verme Mehmet!
Bugün Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet varsa Türk’ün ölüsünün temin ettiği devlettir. Şimdi bu ölü devlet üzerinde operasyon yapmaya çalışıyorlar. Kadavrayı kesip biçmeye çalışıyorlar. Biz şimdi ölmüş halimizle bu kadavraya müdahale edilir mi edilmez mi, böbreği, ciğeri çıkarılır mı çıkarılmaz mı, bunla uğraşıyoruz… Bu kadavraya dokundurtmazsak bu muazzam bir iş olacak.
(…) Bu kadavra Ömer Seyfettin’in hikâyesindeki Mehmet’tir. Mehmet, canını verdin başını verme, diye arkadaşı bağırdığı zaman, ceset kalkar, başını kâfirin elinden alır. Bu da bir mitos mudur? Oluversin. Ama böyledir bu iş. Ölmüş adam gider, başını vermez. Birbirimizi heyecana getirip kandırmanın bir âlemi yok. Sen kendine bak. Leş yiyen bir köpek misin, değil misin, onu anla.”
“Mehmet, Mehmet! Canını verdin! Başını verme Mehmet!
Bugün Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet varsa Türk’ün ölüsünün temin ettiği devlettir. Şimdi bu ölü devlet üzerinde operasyon yapmaya çalışıyorlar. Kadavrayı kesip biçmeye çalışıyorlar. Biz şimdi ölmüş halimizle bu kadavraya müdahale edilir mi edilmez mi, böbreği, ciğeri çıkarılır mı çıkarılmaz mı, bunla uğraşıyoruz… Bu kadavraya dokundurtmazsak bu muazzam bir iş olacak.
(…) Bu kadavra Ömer Seyfettin’in hikâyesindeki Mehmet’tir. Mehmet, canını verdin başını verme, diye arkadaşı bağırdığı zaman, ceset kalkar, başını kâfirin elinden alır. Bu da bir mitos mudur? Oluversin. Ama böyledir bu iş. Ölmüş adam gider, başını vermez. Birbirimizi heyecana getirip kandırmanın bir âlemi yok. Sen kendine bak. Leş yiyen bir köpek misin, değil misin, onu anla.”