Mahremiyetin Dönüşümü (Modern Toplumlarda Cinsellik, Aşk ve Erotizm) – Anthony Giddens

Lisans / Fiyat: Ücretsiz

2014

Eklenme: Temmuz 11th, 2021

Dil: Türkiye

Sayfa: 194

Yazar: Anthony Giddens

“Cinsel özgürlük” bu ülkede yettiği kadar değerlendirilmeden içi boşaltılan bir sürü terimden biri. Sol bunu hiç tartışmadı. Feminizmin sesi de bir türlü gürleşemedi. Oysa 80’lerden beri cinsel içerikli yayınlarda tam bir patlama yaşanıyor. Cinsellik asla bu kadar lafa dökülmemiş, bu kadar görünür hale gelmemişti.

Sınırlı bir kesim “niceliksel özgürlük”ü bir “yenilik” olarak yaşadı, yaşıyor. Ama ezici çoğunluğun cinselliği ve şahsi ilişkileri idrak etme ve yaşama şekilinde dikkate değer bir değişim gerçekleşmedi. Çünkü kişisel hayat hürriyet, tahakkümden arınmışlık, sevgi benzer biçimde belli ahlaki değerler ışığında tanzim edilmesi ihtiyaç duyulan bir alan olarak politikleştirilmedi. Giddens bu kitabında, kadınların modernlik sürecinde şahsi ilişkilerde gerçekleştirdikleri büyük değişiklikleri yorumluyor.

Günlük hayatta özgürlükçü değerlere dayanan ilişkiler geliştirilmesini ve kişisel yaşamın demokratikleştirilmesini amacında olan bir “ömür politikası” perspektifinin imkânları değerlendiriliyor. Yazarın “mahremiyetin dönüşümü” adını verdiği sürecin iki ana dinamiği, doğum teknolojisindeki gelişmeler aracılığıyla üreme zorunluluğundan kopmuş bir “plastik cinselliğin” ortaya çıkması ve hanımefendilerin cinsel özerkliğinin artması. Yazara nazaran, 19. Yüzyıl başlarında “anneliğin icadı” ve romantik aşk ideallerinin gelişmesi, kamusal alana çıkması engellenmiş kadının gönül işlerinde uzmanlaşmasını sağlamış ve böylece kadınlar devamlı tartışarak işlenebilecek bir “benlik anlatısı” geliştirme hususunda erkekleri yaya bırakmışlardır.

Din, gelenek vs benzer biçimde dışsal anlam kaynaklarının hızla gerilediği modernlik zamanında, bireylerin kendi ilişkilerine kendilerinin anlam vermesi gerektiği açıktır ve bunda da bayrağı “modernliğin duygu devrimcileri” olan hanımefendiler taşımaktadır. Kadınlar üzerindeki kontrolleri azalan ve kadınların getirdiği, kendini ötekine tamamen açmaya ve aşk bilgisine dayanan, her türlü bağımlılığı dışlayan ve mutlaka cinsi doyum içermek zorunda olan eşitlikçi “saf ilişki” modeline ayak uydurmakta zorlanan erkekler ya şiddete başvurmak veya kendi erkekliklerini yine tarif etmek zorunda kalmaktadırlar.

Artık sex tabiat aracılığıyla tespit edilen bir şey değil, şekillenmeye açık bir özkimlik haline gelmiştir. Zamparalığın artık niçin demode bir şey olduğundan sekskolikliğe; Freud, Foucault, Reich, Marcuse’ün teorilerinden gay kültürüne;

Bir önceki yazımız olan Ailenin Adı Yok veya Neden Feminist Değilim? – Hilal Kaplan başlıklı kitabımızda Ailenin Adı Yok veya Neden Feminist Değilim? ekitap indir, Ailenin Adı Yok veya Neden Feminist Değilim? ekitap oku ve Ailenin Adı Yok veya Neden Feminist Değilim? pdf indir ile ilgili bilgiler verilmektedir.