Tarih Kitapları
Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya Pdf indir
Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 312 sayfadan oluşan Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Gürsoy Akça Yunus İnce tarafından kaleme alınan Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 13.5 x 21.5 cm ebatındadır. Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya kitabını 9786055262099 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya pdf oku indir.
Klasik Osmanlı Çağında Tarih, Meşruiyet Rüya pdf indir
Tarihin iktidar adına araçsallaştırılmasında iktidarın varlık ve devamlılık dinamikleri etkili olmuştur. Bilindiği üzere iktidarların varlıkları ve devamlılıkları güçten ziyade yönetilenlerin itaatlerini sağlayıcı, bağlılık oluşturucu düşüncelerin ve inançların varlığıyla alakalıdir. Bu ilgi, inancı ve ideolojiyi egemenliğin kuvvetli araçları olarak öne çıkarmıştır. Böyle olduğu için siyasi iktidar sahipleri, somut güç dinamiklerinin teşkili kadar, hatta ondan çok daha yüksek, egemenliklerinin haklılığı hususunda yönetilenleri ikna edici ideolojiler oluşturmaya çalışmışlardır. En genel anlamda muktedirler için meşruiyet temel bir ihtiyaç olarak kalmıştır. Siyasal iktidarlar meşruiyetlerini elde etmek için bazı vasıtalara başvurmak eğiliminde olmuşlardır. Tanrı tarafından seçilmişlik, soyca asillik, ilahî veya dinî misyon sıklıkla kullanılan meşruiyet sağlayıcı dinamiklerdir. Tarihî ve toplumsal koşullara bağlı olarak meşruiyet kaynaklarından biri yahut bir kaçı öne çıkarılmaktadır. Nitekim rakip egemenlik iddialarının dayanakları vurgulanacak iktidar şekilinin belirlenmesinde etkili olmaktadır. Mevcut hâkimiyet söyleminin toplumsal anlamda makbul tutumlar ve davranışlar üzerine bina olunması, toplumsal değişime bağlı olarak işleyişinin azalmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla meşruiyet argümanları git gide artan toplumsal değerlere bağlı olarak yeniden üretilmelidir. Toplumsal değişimin temel toplumsal kurumları işlevsiz kılacak boyutta olduğu durumlarda ise yeni koşullara uygun bir egemenlik şekline ve bu egemenlik kullanımını haklı kılıcı ideolojik söyleme ihtiyaç duyulmaktadır. Burada değişmeyen hâkimiyetin güç karşısında boyun eğmeyle sınırlandırılmamasıdır. Gücün bağlılık oluşturucu işlevi inkâr edilemezse de toplumsal ve siyasi boyun eğişin büyük kısmının iknaya ve rızaveyayandığı açıktır.