Kent Araştırmaları Dergisi Sayı 16 PDF indir
Kent Araştırmaları Dergisi Sayı 16 PDF indir, PDF kitap bölümünde Kent Araştırmaları Dergisi Sayı 16 PDF indir kitabını ele aldık. Kent Araştırmaları Dergisi Sayı 16 PDF indir PDF indirme linki yazımızın detaylarında..
Kent Araştırmaları Dergisi Sayı 16 PDF indir
Şehir Araştırmaları Dergisi Sayı 16 Kitap Özeti
Takdim 5.Hatice Sevgi Varlıklı Makaleler8.Pınar Kaya Özçelik Yoksulluğun Küresel Birikimi: Risk mi? Yoksa Fırsat mı?34.Murat ÜçoğluNeoliberalizm Şehir Alanlarında Niçin Yoksulluğa İhtiyaç Duymaktadır? 50.Fatih KahramanYoksulluğun Emek harcama İle İmtihanı: Çalışan Yoksullar Üstüne Bir Araştırma71.Kerem GöktenPiyasa Reformu ve Yeni Şehir Yoksulluğu: Çin Kentlerinin Tekrardan Meydana getirilen(dırıl)masının Iktisat Politiği107.Pınar Engincan Kentsel Dönüşümün Neticeleri: Şehir Yoksulluğu/Yoksunluğu ve Toplumsal Dışlanma 123.Selim KılıçKentsel Yoksulluğa Ekolojik Bir Yaklaşım 155.Mehmet ÖzelKentsel Yoksulluk ve Türkiye’de Mahalli Yönetimlerin İşlevleri182.Bediz YılmazYeni Türkiye, Yeni Refah Rejimi, Yeni Yönet(iş)im… ve Yoksulluk: Toplumsal Yardımların Anlam ve Ehemmiyetine Dair210.Çağatay Edgücan Şahin& Sebiha KablayTürkiye Kömür Madenciliğinde Emek harcama Rejiminin Evrimi ve Özyönetim Seçeneği 258.Elifhan Köse “Yoksulluk” Teriminin Cinsiyetlenmesine Dair Kısıt ve OlanaklarTakdimYoksulluk durumlarını insanlık tarihinden ayırmak olabilecek olmasa da yoksulluk durumunun ‘toplumsal mesele’ olarak ele alınışını modernlikle birlikte okumamız olabilecekdür. Çağıl kentin doğuşuna paralel olarak kırsal alanlardan kentlere doğru gerçekleşen göçe dayalı yeni sınıflaşma süreci, yoksulluk meselesinin ele alınışında göze çarpan ideolojik kırılmaları da bununla birlikte getirir. Yoksulluk durumu 80’lere kadar toplumsal siyaset alanının konusu olurken dünya ölçeğinde neo-liberal dönüşümler bağlamında mesele, ceza politikaları ile de ilişkilendirilmeye başlanmıştır. Modernliğin erken evresinde rızaveyayalı siyasal sistemin kitlelerin içerilmesine duyduğu ihtiyaçtan dolayı yoksullar siyasal erkek oyuncu olarak öne çıkarken; yenisağ yönetim rasyonalitesinin hegemonyasına bağlı olarak yoksulları dışlayıcı veya baskılayıcı stratejiler etkili olmaya adım atmıştır. Refah devletinin krizi ve neo-liberal yönetim stratejileri yoksulluğu kitleselleştirerek ve de yoksulluğu bireylerin kendi yetersizlikleri ve tembellikleriyle açıklayarak devletin bu alanda yapacağı düzeltimlerin önünü de büyük düzeyde kapamıştır.1970’lerden sonraki krizle birlikte yoksulların savunmasız kalışına bağlı olarak, üretken/asalak, iş sahibi/işi olmayan şeklinde ikilemlerle yoksulların devletin sırtındaki kambur olarak kodlanması, yoksulluğu kitleselleştirip çeşitlen-dirirken yoksulluk literatürüne eklenen sınıf-altı terimi ile birlikte yoksulluk mağdurlardan ziyade dışlanmışları daha çok içermeye adım atmıştır. Sorun bir taraftan yardımlaşma, toplumsal ana para, istihdam olanakları, toplumsal güvenlik alanına dokunurken öteki taraftan ötekileştirme ve dışlama pratikleriyle ceza politikalarının da konusu olur. Yoksulluğun krimanilize edilişi, belli semtlerde yokulluğun yoğunlaşmasına istinaden ‘semt ayrımcılığı’ durumunun doğmasına tesir eder. Yoksulların yaşamış olduğu kabahat merkezi alanlarla güvenlikli siteler ikilemi kentsel dokudaki dönüşümlerin temel dinamiklerinden biri olarak dikkati çekmektedir.Derslik-altı şeklinde yeni sağ yönetme stratejilerinin beslediği bir yoksulluk kategorisinin dışında nesilden nesile aktarılan kronik yoksulluktan değişik olarak ‘yeni yoksulluk’ terimi da zaman içinde münakaşaveyahil olmuştur. 1980’li senelerdan sonrasında yapısal uyum politikaları tatbik edminimumgelişmiş ülkelerdeki işini kaybedenlere işaret eden kavram, yoksulluğun kıtlık yoksulluğundan risk yoksulluğuna geçişini temsil eder. İşini yitirmek suretiyle sistem dışı kalma ihtimalinin mevcudiyeti, yoksulluk problemi ile istihdam alanı içindeki ilişkiyi de kuvvetlendirir. Gene bilhassa 1980’lerden sonrasında istihdam piyasasının neo-liberalizmle dönüşümü, sendikal örgütlülüğün çözülüşü ile fiyatların düşmesi ‘çalışan yoksulluk’ terimini doğurmuştur. Bu çerçevede hanım emeğinin marjinalliği ve piyasalardaki ikincil konumu hanım yoksulluğunu belirginleştirerek yoksulluğun ilk kez istihdam problemi olduğunu işaretlerken, yoksulluk ile emek piyasaları içindeki bağları da belirginleştirir. İleri paracı ülkelerde istihdam bölgesindeki dönüşümden, post-fordist üretim seçimi, neo-liberal iktisat politikaları, emek verme yaşamı ve toplumsal güvenlik politikalarının negatif etkilerinden doğan toplumsal bir mesele olarak yoksulluk, hem ekonominin küreselleşmesinden etkilenmekte hem de bir kimlik problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kanalıyla kimliğin toplumsallaşması işsizlik ve yoksulluğun negatif bir zaman içinde döngüselleşmesini tekrardan üretir. Yoksulluk bu açıdan ekonomik ve toplumsal mesele olmasıyla birlikte kimlik problemi olması ölçüsünde siyasal bir soruna dönüşme potansiyeli de taşıyan bir meseledir. Neo-liberalizmin iktisat politikaları ‘toplumsal mesele’dan, yoksulluktan doğan problemi toplumsal hoşnutsuzluğun düzlemine taşımaktadır. Bu bağlamda şimdilerde yoksulluk yalnız gelir düzeyi üzerinden değil, ‘toplumsal dışlama’, ‘toplumsal kabul’, ‘yapabilirlik’ şeklinde kavramlar dikkate alınarak tartışılmaktadır. İdealKent dergisinin bu sayısında yoksulluk meselesini ele aldık. Yoksulluk durumu, esasında teorisi ve pratiği ile değişik disiplinlerin konusunu oluşturması itibariyle ekonomik, sosyolojik, siyasal açıdan münakaşaya ve de disiplinlerarası değerlendirmelere açıktır.İdealKent’in bu sayısında ilk kez Pınar Kaya Özçelik’in yoksulluk ile istihdam bölgesindeki küresel dönüşümlerin ilişkisini kavga ettiği yazısını ve meseleyi neo-liberalizmin kentleşme üzerindeki tesirini yoksulların göz ardı edilişi üzerinden tartışan Murat Üçoğlu’nun yazısını okuyacaksınız.Yoksulluk literatürünün işsizlikten çalışan yoksulluk terimine doğru seyrini saha araştırması üzerinden tartışan Fatih Kahraman’ın yazısı ile çalışan yoksulluğun kentsel yüzünü Çin örneği üzerinden tartışan Kerem Gökten’in yazısı, neo-liberal iktisat politik ile yoksulluk ilişkisini değerlendirerek yoksulluğun ekonomik arka planını irdeliyor.Yoksulluk sorununu kentsel yenileme uygulamalarının toplumsal dışlama pratiklerine dönüştürerek yoksulluğu ve yoksunluğu derinleştirici neticelerini Pınar Engincan incelerken, Selim Kılıç yoksulluk ile çevre poblemleri içindeki ilişkiyi şehir yoksullarının çevresel açıdan sorunlu yerlerde yaşamaları bağlamında meseleyi ekolojik bir perspektiften ele almaktadır.Mehmet Hususi “Kentsel Yoksulluk ve Türkiye’de Mahalli Yönetimlerin İşlevleri” adlı yazısında yoksullukla savaşım kapsamı içinde mahalli yönetimlerin neler yapmış olduğu ve yapabileceği konusunu hukuki düzenlemeler eşliğinde değerlendirirken, Bediz Yılmaz toplumsal yardım alanının liberal refah modeline evrilmesinden doğan ‘yeni dönem’i eleştirel bir gözle konu alıyor.Çağatay Edgücan Şahin ile Sebiha Kablay’ın yazısı ise Türkiye’de kömür madenciliğindeki emek verme rejiminden hareketle 1980 sonrası özelleştirme politikalarını çalışan yoksulluk bağlamında ele alırken poblemlerin aşılmasında işçi özyönetimi tercihini münakaşaya açıyor. En son Elifhan Köse yazısında neo-liberal süreç bağlamında ’emeğin kadınsılaşması’, ‘yoksulluğun kadınsılaşması’, ‘yardımların kadınsılaşması’ tartışmaları bağlamında literatürde yoksulluk teriminin cinsiyetlenme şekilleri üstüne tespit ve analizlerini sunuyor. Yazı çalışmalarını bizimle paylaşarak katkıda bulunan, yoksulluk meselesini tartışarak ufuk açan yazarlarımıza teşekkür ediyor, bir sonraki sayımız için katkı ve çalışmalarınızı bekliyoruz.-Sayı Editörü Hatice Sevgi Varlıklı- Şehir Araştırmaları Dergisi Sayı 16 PDF E-Kitap
Şehir Araştırmaları Dergisi Sayı 16 (PDF olarak indir)
Şehir Araştırmaları Dergisi Sayı 16 (Epud olarak indir)
Şehir Araştırmaları Dergisi Sayı 16 (Word doc. olarak indir)