Pdf Kitap
Kendine Açacağın Bir Pencere Pdf indir
Kendine Açacağın Bir Pencere pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 132 sayfadan oluşan Kendine Açacağın Bir Pencere kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Hilal Karan tarafından kaleme alınan Kendine Açacağın Bir Pencere isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 13.5 x 19 cm ebatındadır. Kendine Açacağın Bir Pencere kitabını 9786056493188 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Kendine Açacağın Bir Pencere pdf oku indir.
Kendine Açacağın Bir Pencere pdf indir
Ağaç, ağaç olsun diye bir tohumcuk düşmeli yere.
Bir tohum çatlayıp açılmadan bir ağaç olamıyor.
Bir şeyler bozulacak tabi ki.
Bir kabuk kırılacak.
Sonra birileri bir şeyler konuşacak.
“Ne?” “Tohum, artık o bildiğimiz tohum değil, değişti” diyecekler…
Oysa tohum, ağaç olmakla meşguldür.
Ağaç olmakta olan tohumları bir çubukla dürtüp,
“Hey ne oluyor sana?” dersek, o sakin sakin, olması gereken ağacı olabilir mi?
Bırak tohum çatlasın, içinden çıkan çıksın, kabuğu çürüyüp toprağa düşsün…
Varlığın için, bir tohum olduğun için, ağaç olmak istediğin için kimseden özür dileme.
Kendin olmak için, tohum olmak için, ağaç olmak için kimseden izin isteme.
Kimsenin sana “Aferin, iyi düşünmüşsün” demesini bekleme.
Sadece ol…
Kimsenin seni alıp daha güneyde bir ormana yahut şehirde harika bir villanın bahçesine taşımasını bekleme.
Nereye aitsen orayı bul, orada büyü.
Kollarını açıp büyüyen yapraklarınla, kendi toprağında, ait hissettiğin yerde…
Ve zaman ver.
Doğada hiçbir şey acele etmiyor.
Zamanın bir tohuma dokunan, kıran, çatlatan, bekleten, açan, tazeleyen, büyüten, bambaşka bir şeye dönüştüren gücünü fakat hayranlıkla izleyebiliriz biz.
Doğada yetişen şeylerin hangisi bir gecede büyüyor?
Doğan hangi bebek ertesi gün yürüyebiliyor?
Bir tohum çatlayıp açılmadan bir ağaç olamıyor.
Bir şeyler bozulacak tabi ki.
Bir kabuk kırılacak.
Sonra birileri bir şeyler konuşacak.
“Ne?” “Tohum, artık o bildiğimiz tohum değil, değişti” diyecekler…
Oysa tohum, ağaç olmakla meşguldür.
Ağaç olmakta olan tohumları bir çubukla dürtüp,
“Hey ne oluyor sana?” dersek, o sakin sakin, olması gereken ağacı olabilir mi?
Bırak tohum çatlasın, içinden çıkan çıksın, kabuğu çürüyüp toprağa düşsün…
Varlığın için, bir tohum olduğun için, ağaç olmak istediğin için kimseden özür dileme.
Kendin olmak için, tohum olmak için, ağaç olmak için kimseden izin isteme.
Kimsenin sana “Aferin, iyi düşünmüşsün” demesini bekleme.
Sadece ol…
Kimsenin seni alıp daha güneyde bir ormana yahut şehirde harika bir villanın bahçesine taşımasını bekleme.
Nereye aitsen orayı bul, orada büyü.
Kollarını açıp büyüyen yapraklarınla, kendi toprağında, ait hissettiğin yerde…
Ve zaman ver.
Doğada hiçbir şey acele etmiyor.
Zamanın bir tohuma dokunan, kıran, çatlatan, bekleten, açan, tazeleyen, büyüten, bambaşka bir şeye dönüştüren gücünü fakat hayranlıkla izleyebiliriz biz.
Doğada yetişen şeylerin hangisi bir gecede büyüyor?
Doğan hangi bebek ertesi gün yürüyebiliyor?