Edebiyat Kitapları

Gece Sesleri – Ayşe Kulin PDF indir

Gece Sesleri – Ayşe Kulin, pdf kitap bölümümüzde 2012 senesinde kaleme alınan Gece Sesleri – Ayşe Kulin kitabını sizlerle paylaştık. Gece Sesleri – Ayşe Kulin kitabının detayları..

Gece Sesleri – Ayşe Kulin – Özeti

Gece Sesleri – Ayşe Kulin

Gece Sesleri – Ayşe Kulin

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
2012
Eklenme: Eylül 14th, 2020
Dil: Türkiye
Sayfa: 190
Yazar: Ayşe Kulin
695

Çağdaş Türk edebiyatının en bi hayli beğeni alan, en fazla okunan yazarlarından birisi olan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde kapalı bir yapısı olan Anadolulu Türk ailesinin gizlerini kurcalıyor.

Egeli büyük bir ailenin kuşaklardır içinde gizlediği sırların peşinde akan bu roman, enteresan olay akışıyla olduğu kadar ustalıklı kurgusuyla da okuru nefes kesen bir serüvene sürüklüyor.

Özünde bir ana-kız romanı olan Gece Sesleri, öte yandan ailenin bu çok tartışmalı ilişkisini gözler önüne sererken, öte yandan da Türk toplumunun yaşadığı derin sarsıntıları dile getiriyor.

Yakın tarihin simalarını ve tarihini kurguyla gerçekliği en müthiş biçimde harmanlayarak ele alan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde de yüz binleri bulan okurları için neden vazgeçilmez bir yazar olduğunu bir kez daha ispatlıyor.

Bozova’da geçmişten günümüze gelen sırlar var. Ziynet dadı gencecik kız iken yaşıtlarına göre biraz daha fazla geliştiği için çiftliğin ufak ağasının dikkatini çeker.

Ziynet dadı
müzmin bekardır, bunun yanı sıra Nedim’in süt annesi ve dert ortağıdır.

Satı bir
gün Sultan Hanım’ın yanındayken Yusuf ağa Ziynet dadının yatağına gelir. Satı,
Sultan Hanım’ın yardımcısıdır. Yusuf ağa Kerami ile kardeş ve Nedim’in
amcasıdır. Çok fazla zeki olmamasına rağmen fabrikanın başındadır.

İki kız
evladı mevcuttur. Yağız’ın etkisinde kalarak ağabeyine kafa tutarak aile ortamını
bozar. Yağız ise Sultan Hanım ne kadar ebenin oğlu olarak tanıtsa da aslında
Ziynet ile Yusuf’un oğludur.

Dört kuşağı içine alan anne-kız ilişkileri, aile içi çatışmalar, sık tekrarlanan askeri darbelerin değişik kuşaklar üzerindeki izleri…

Pencereden dışarıya bakıyorum içim daralarak. Zamanı durduran
bembeyaz bir duvar var

camın ardında. Ufuk gözükmüyor. Ufuksuz bir mekâna hapsolmanın iç
sıkıntısıyla koltuk

aralarına yığılmış çantaların üzerinden atlayarak yerime geri
dönüyorum. Aniden bastıran

karın altüst ettiği seferlerden dolayı, hemen hemen iki saattir Esenboğa Hava Alanı’nın rahatsız koltuklarından birinde oturmaktan bacaklarım uyuşmuş. Girip çıkan yolcularla kapılar açılıp kapandıkça içeri sızan soğuk içime işliyor, taş zeminden nem geçiyor ayaklanma. Kuş gibi tünediğim plastik koltukta, açlıktan olsa gerek başım dönerek, midem bulanarak,derviş sabrıyla bekliyorum.

Türk Hava Yolları ‘nın açıklama Türkçesi adını taktığım o enteresan vurgulamayla, yer hosteslerinden birinin sözcükleri yuta yuta, “Uçak seferleri kar yüzünden iptal edildi,” dediğini duymamak için, birkaç saat daha oturmaya razıyım, yeter ki gün yarına kavuşmadan, bu soğuk, sevimsiz ve nem kokan bekleme
salonundan kurtulayım.

Yeter ki sabahın köründe başlayan beklenmedik yolculuğum, bir sonraki güne sarkmadan bugün bitsin!

Camın kenarında oturan ufak kızın kıvırcık saçları var. Taranırken canı ne kadar çok acıyordur kim bilir.

Çocuğun tarağa gelmez ince saçları bir perde daha açıyor gözlerimin önüne.”Anneeee, tarama saçımı ne olur. Acıyo anne!””Böyle de olmaz ki gülüm, biraz dayan, şu kurdeleyi taktım mı tamam.” “Benim saçlarım niye dümdüz değil seninkiler gibi?””Sen babana çekmişin.” “Ben de düz saç istiyorum.”

“Büyüyünce berbere gider düzleştiririz.” “Nasıl?””Fön çekerler.””Ben şimdi istiyorum.””Çocukların saçına çekilmez fön. Hem ne güzel böyle kıvırcık… keşke benim de saçlarım böyle olaydı.”

“Şaka, şaka,” diyorum, “annem olur mu hiç, kız kardeşim o benim. Arkadaşım.”Gidiyorlar. Hiçbir zaman arkadaşı olamadığım ve güzelliğini hep kıskandığım annemin yatağına oturup kabarttığım yastıklara yaslanıyorum; uykusuzluktan, yorgunluktan ve ağlamaktan yanan gözlerim kapanıveriyor.

Ona bir bebek beklediğimi dile getirdiğimde, “Delisin sen,” demişti, “yaşamını durdurmak istiyorsun!”

“Nasıl söylersin bunu, sen bana hamile kaldığında çok daha gençtin.”

“Ben, kefaretini ömür boyu ödeyeceğim bir hata yapmışsam, sen
de

mi yapmalısın?”

“Anne! Ben bir hata mıydım? Beni istemedin mi?”

“İstedim tabi ki. Mesele sen değilsin.” “Ya kim?”Susmuştu. Israr etmiştim.

“Ben her zaman bildim, istenmeyen bir çocuk olduğumu.” “Saçmalama ne olur. Bana haksızlık ediyorsun.””O hata dediğin… kim o, ben değilsem?”

Ayda annesinin günlüğünü merakla okumaya devam eder. Ziynet dadı ile Nedim babası içindeki çarpık ilişkiyi öğrenerek yıkılır.

Annesinin bundan dolayı kliniğe yattığını öğrenir. Ayda annesiyle yaşadığı poblemleri kendi kızıyla da yaşadığını fark eder. Ayda ve Aslı hatalarını düzeltmek için hastaneye gittiklerinde geç kaldıklarını öğrenirler.

Geçmiş araştırılırken yaşanan sırlar, ertelenmiş, söylenmemiş sevgi kelimeleri, bundan dolayı pişmanlıklar… Kulin, Egeli büyük bir ailenin 40’lı senelerdan başlayarak günümüze kadar gelen öyküsünü anlatıyor.

Bir önceki yazımız olan Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 – Marie Lu başlıklı kitabımızda Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2, Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 ekitap indir ve Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 ekitap oku ile ilgili bilgiler verilmektedir.

 

Related Articles

Back to top button