Dini Kitaplar

Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm – Vecihi Sönmez PDF indir

Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm – Vecihi Sönmez, pdf kitap bölümümüzde 2017 senesinde kaleme alınan Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm – Vecihi Sönmez kitabını sizlerle paylaştık. Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm – Vecihi Sönmez kitabının detayları..

Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm – Vecihi Sönmez – Özeti

Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm –  Vecihi Sönmez

Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm – Vecihi Sönmez

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
2017
Eklenme: Ocak 29th, 2019
Dil: Türkçe
Sayfa: 400
Yazar: Vecihi Sönmez
1.106

Kelam, İslam Dini’nin inanca ve davranışlara dair ilkelerini naslardan hareketle tespit eden ve akli metotlarla temellendirip destekleyen bir ilim olması yönüyle dini konularda araştırma ve düşünmeyi önceleyip taklid basitliğinden kurtulmayı amaç edinmiştir. Kelam İslam’ın ana ilkelerini belirleyip temellendiren bir disiplin olduğuna göre dini ilimlerin aslını oluşturur; diğer İslami ilimler ise bu asıl ve temele dayanmaktadır.

Çünkü Allah’ın varlığı ve birliği, peygamberliğin gerekliliği, ahiretin gerçekliği, ibadetlerin bunun yanında diğer dini hükümlerin ispatı yapılmadan diğer Islami esaslardan söz etmek olabilecek değildir. Zira Kelami konuların Kur’an! ve nebevi dayanakları bulunmaktadır. Tevhidin asılları ile ilgiliki söz Kur’an’ dan alınmıştır. Zira Allah: “Eğer gökte ve yerde Allah’tan başka ilahlar olsaydı, tabi ki ikisi de bozulup giderdi.” (Enbiya Suresi, 22. ayet) buyurmaktadır. İşte bu, Allah’ın bir olduğu ve ortağı olmadığı delilini söyleyen sözün özüdür.

İslam düşünce tarihinde Kelam ilminin yoğunlaştığı en önemli mesele tevhid inancı olmuştur. Bu nedenle ilk etapta bu ilmin konusu Allah’ın zatı, birliği, eşi ve benzerinin olmaması, her türlü noksanlıkten uzak ve yüce (münezzeh), başta yegane tapınılan ve yaratıcı olmak üzere tüm kemal ve yetkinlik ifade eden sıfatlarla nitelenmiş olmasıdır. Kelam ilmi Allah’ın varlığını arada bir Kur’an ayetlerinden hareketle, arada bir de Allah’ın ayeti olarak kabul gören doğadan hareketle ispat etmeye çalışır. Bu anlamda Kur’an-ı Kerlm’de insanı evren ile ilgili düşünmeye çağıran bir çok ayet mevcuttur.

Kil.inatta var olan düzen ve uyum da, yaratıcı olarak Allah’ın varlığının ve birliğinin en büyük işareti olarak kabul edilmiştir. Kelam’ın ikinci temel konusu nübüvvettir. Allah, mesajlarını insanlara peygamberlerine gönderdiği vahiyle ulaştırır. Buna göre nübüvvet; peygamberliğin olanağını, diğer peygamberlerin risaletini, vahyi, kutsal kitapları, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğinin ispatını kapsamaktadır. Kelam’ın bir diğer önemli konusu da ahiret inancıdır. Kur’an’ da bireylerin bu dünya çapındaki söz ve davranışlarından sorumlu oldukları dile getirilir.

Ahiret inancı ile alakalı deliller ortaya konarak ahiretin varlığı ve aşamaları ispatlanmaya çalışılır. Allah, nübüvvet ve ahiret, Kelam’ın temel konuları olmakla birlikte bu temel konuları bilgilendirmede izlenen yol ve metotların değişmesi, felsefenin İslil.m dünyasında yayılması, dönemin sosyal ve kültürel değişimlerine bağlı olarak yaşanan problemler Kelam’ın konularının da genişlemesine neden olmuştur. Bundan dolayı Gazzil.11 başta olmak üzere bazı kelamcılar, Kelam’ın konusunun varlık (mevcud) olduğunu söylemişlerdir.

Felsefe ile Kelam’ın iç içe geçtiği ardındanki zamanlarda ise Kelam’ın konusunu dini esaslarla uzak yahut yakın bir ilişkisi bulunmak şartıyla bilinebilen her şey (malum) oluşturmuştur. Bu çerçevede İslami İlimler içinde kapsamlı bir yere sahip olan Kelam ilmi konularının insan inancıyla alakalı bütün yönleri kapsaması Kelam Anabilim Dalları olarak bizleri 12-13 Mayıs 2017 tarihlerinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İlahiyat Fakülteleri XXII. Kelam Anabilim Dalı Koordinasyon Toplantısında “Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm” konusunu işlemeye sevk etmiştir.

Sempozyumda bu konu, genelde deizmin tarihsel arka planı, temel iddiaları, deizmi doğuran nedenler ve sonuçları, agnostisizmin, tanrı ve din tasavvuru, deizmin peygamberlik zıtı söylemlerine verilen teolojik yanıtlar, ateizmin temel argümanlarından biri olarak görülen kötülük (agnos) problemi ve Çağdaş Din Karşıtı Akımlar ve Deizm eleştirisi ve Müslüman düşünürlerin bu konuya bakışı, vahiy kaynaklı dinlere karşı olan deizmin tutarsızlığı, teist filozof ve düşünürlerin vahye duyulan ihtiyaca ilişkin olarak ileri sürdükleri gerekçeler, İmam Hatip Liselerinde okuyan öğrencilerin inanca dair soru ve poblemleri ekseninde ele alınmıştır.

Tanrı’nın varlığının ispatlanması için vahye, peygambere ve mucizelere ihtiyaç olmadığını savunan deizmin iki temel hareket noktası mevcuttur: Birincisi, Tanrı’nın varlığı akılla bilinebilir; ikincisi ise, evren yaratıldıktan sonra kendi yasalarına göre işler.

Bundan dolayı artık Tanrı ‘nın evrene ve insana müdahale etmesine gerek yoktur. Evrenin ve doğanın müthişliği karşısında, Tanrı’nın ilmine ve kudretine hayranlık duyan aklın, insanı, duanın, Tanrı’ya şükran ve minnettarlık duymanın, ahirette ödül ve ceza verilmesinin gerekli olduğuna inanmaya sevk ettiğini düşünen ve hatta kendisini Hıristiyan olarak tanımlayan deistler olduğu gibi, bunların hiçbirini gerekli görmeyen, bundan dolayı da vahiy kaynaklı dinlerin kutsal kitap, sevap, günah; ibadet, dua, vahiy, kader, ahiret, cennet, cehennem, melek, cin ve şeytan gibi temel kavramlarının tümünü reddeden deistler de mevcuttur. Bunun yanı sıra deizmin en temel itiraz noktasının nübüvvete yönelik olduğu bilinmektedir.

Nebevi öğretinin nihayetinde, bir beşerin Tanrı’dan aldığı vahiyle kurumsallaşıp dine evrildiğini düşündüğümüzde, Deizmin nasıl bir Tanrı tasavvuruna sahip olduğu ayrı bir öneme sahiptir. Bu konu Deizmin iki ana formu olarak kabul gören eski deizm ve modern deizm içindeki değişiklikların tespiti ve İbrahim! dinlerin mukayesesi ile birlikte ele alınarak incelenmesi söz konusu olabilir.

Zira eski deizm inanışını, modern felsefe ve bilimle birleştirerek kullanmak isteyen modern deistlerin, Tanrı ile iletişimi eskiye kıyasla daha da imkansız kabul ettikleri ifade edilmektedir. Bu bağlamda Tanrı ile şahsi bir diyaloğu olabilecek gören ilk deistlerle, şimdilerde Mutlak Tanrı’nın, görece varlıklar olan insanlarla kıyas kabul etmeyeceğine ve bundan dolayı O’na herhangi bir tanım ve değer atfetmeyi imkansız kabul eden modern yaklaşım içindeki değişiklikları ortaya koyan çalışmalara ihtiyaç mevcuttur.

Tarihin birden fazla dönemlerinde, vahiyden uzak kalan insan toplulukları şirke yönelmiş, bencil duygularının ve sınırsız arzularının esiri olduğu için zalim ve gaddarca yönetimler ve sistemler kurmuştur. Bu tür durumlarda onlara, şirke karşı tevhidi ve zulme karşı adaleti tavsiye eden ve tüm yapıp ettiklerinden ahiret gününde hesaba çekileceklerini hatırlatan peygamberler, klavuzlukte bulunarak yardımcı olmuştur. Bu bakımdan vahyin ve peygamberlik müessesinin insanlık tarihi yönünden önemi inkar edilemez bir gerçekliktir.

Yine insanoğlunun tarihsel tecrübesi açıkça göstermiştir ki, vahyin otoritesi, insanoğlunun, düşüncelerini, duygularını ve sınırsız arzularını kontrol etmede, onu bir disiplin ve terbiye altına almada akla nispetle çok daha kuvvetli ve etkilidir Kur’an’a, sahih sünnete ve akla aykırı olan söylem ve uygulamalarla fikren mücadele etme bilinci kazandırması ve ciddi çalışmalardan oluşması sebebiyle bu sempozyumda sunulan bildirileri kitap haline getirmenin araştırmacı ve konunun meraklıları yönünden faydalı bulunacağını gördük .

Bu niyetle Sempozyumun düzenlenmesinden bu eserin ortaya çıkmasına kadar geçen sürede katkı ve desteklerini gördüğümüz tüm akademisyenlere, kurum ve kuruluşlara bir kez daha teşekkür eder, bu çalışmanın hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederiz.

Bir önceki yazımız olan CENNET KAPISININ ANAHTARI – FARUK FURKAN başlıklı kitabımızda Cennet Kapısının Anahtarı: Lâ İlâhe İllallah epub indir, Cennet Kapısının Anahtarı: Lâ İlâhe İllallah epub oku ve Cennet Kapısının Anahtarı: Lâ İlâhe İllallah pdf indir ile ilgili bilgiler verilmektedir.

 

Related Articles

Back to top button