Tarih Kitapları
Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) Pdf indir
Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 3896 sayfadan oluşan Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Kazım Karabekir Rauf Orbay tarafından kaleme alınan Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 13.5 x 21 cm ebatındadır. Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) kitabını 9786059851909 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) pdf oku indir.
Cumhuriyet Tarihi Seti 2 “Zor Yıllar” Lüx Kutulu (10 Kitap) pdf indir
BU KİTAPLAR OKUNMADAN YAKIN TARİH DOĞRU BİLİNEMEZ!..
1. KİTAP
İMPARATORLUĞUN ÇÖKÜŞÜ
“Birinci Dünya Savaşına Neden Girdik, Nasıl Girdik?”
Türk milletini dört yıl ateş ve kan içinde bırakan ve neticede yüzsenelerdan beri bu kahraman milletin nice fedakarlıkları karşılığında elde tutulan Osmanlı Devleti’ni parçalayan Birinci Dünya Savaşı’nın milletimizi alakadar eden cephesini inceden inceye düşünmek ve öğrenmek her Türk vatandaşının büyük vazifesidir. Kazım Karabekir Paşa, Birinci Dünya Savaşı esnasında Genelkurmay Başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiş, savaş müddetince de Çanakkale, Irak ve Kafkas cephelerinde mühim görevlerde yer alırken de yaşadıklarını kaydetmiş, bu anılarını “Birinci Dünya Savaşına Neden Girdik”, “Birinci Dünya Savaşına Nasıl Girdik”, “Birinci Dünya Savaşını Nasıl İdare Ettik – Erzincan ve Erzurum’un Kurtuluşu, Sarıkamış, Kars ve Ötesi” isimli eserlerinde toplamıştır. Karabekir Paşa’nın elinizde tuttuğunuz “İmparatorluğun Çöküşü” isimli eser, Birinci Dünya Savaşına Neden Girdik, Nasıl Girdik? isimli eserleridir.
2. KİTAP
YENİDEN DİRİLİŞE
“Birinci Dünya Savaşını Nasıl İdare Ettik?”
Kazım Karabekir Paşa, Birinci Dünya Savaşı esnasında Genelkurmay Başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiştir. Savaş müddetince de Çanakkale, Irak cephelerinde mühim görevlerde yer alırken doğu cephesinin de Van Gölü-Muş-Çapakçur; Rus ordularının Bolşeviklik darbesiyle sarsılması üzerine de Kafkas Cephesinin sağ tarafında bulunan İkinci Kolordu Komutanlığı’ndan, Erzincan’ın karşısındaki Birinci Kafkas Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. Paşa, savaş zamanında tüm yaşadıklarını belgeler ve bilgiler ışığında kayıt altına almıştır. Daha önce yayınevimiz tarafından yayına giren ‘İmparatorluğun Çöküşü’ isimli eserinde bu anılarının, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na neden ve nasıl girdiğini yazdığı eserlerinden oluşmuştu. Yeniden Dirilişe ismiyle paylaşımı yaptığımız bu eser ise Paşa’nın, “Birinci Dünya Savaşı’nı nasıl idare ettik başlığı altındaki, Erzincan ve Erzurum’un Kurtuluşu, Sarıkamış, Kars ve Ötesi” bölümünü kapsamaktadır.
3. KİTAP
NASIL HRİSTİYAN OLACAKTIK?
“Bizi Silah Kuvvetleriyle Parçalayamayan Düşmanlarımız,
Fikir Kuvvetleriyle Mahvedeceklerdir.”
Fethi Bey (Okyar) söz alarak, bana gayet sert, kat’i yanıt verdi: -Evet, Karabekir! Türkler İslamlığı kabul ettiklerinden böyle kaldılar… Ve İslam kaldıkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar… Bunun için İslam kalamayacağız… Ben de aynı sertlikle şu cevabı verdim: “Fethi Bey, bu yabancı düşüncesi şiddetle reddederim! Geri kalmaklığımıza âmil olan şey bir değildir. Fütûhatçılık, temsil kudreti gösterememek, Avrupa’nın ilim ve irfan cephesiyle temassızlık, idarede istibdat gibi mühim nedenler mevcuttur…” Cumhuriyetin ilk senelerında ‘İslam ilerlememize mani, din değiştirelim’ tartışmalarını ve Karabekir Paşa’nın bu düşüncesi savunanlara çok sert tepkisi ile Lozan heyetinde bulunan hahambaşı Hayim Naum’un İngilizlere teklifini okuyacaksınız. Masonların İttihat ve Terakki Cemiyeti üzerindeki tesirini ve Karabekir Paşa’nın masonlar ile alakalı görüşlerini, yine bu kitapta Karabekir Paşa’nın Bulgaristan esareti günlerini okuyacaksınız.
4. KİTAP
ERMENİ DOSYASI
“Nereden Geldiler, Nereye Gidiyorlar?”
Ermeniler, bir komşu Devlet realitesi… Bu realite bilinmedikçe, huzur içinde yaşanamaz.
Bu kitap, Ermenileri iki kez yenmiş bir Osmanlı Paşasının, bu millet üzerindeki gözlemleri, birikimleri…
Bir Osmanlı Paşasının düşmanına nasıl baktığını, nasıl değerlendirdiğini göreceksiniz…
Düşmanınızı, küçümseyerek de yenemezsiniz, önemseyerek de…
Tanıyacaksınız!
Kazım Karabekir Paşa, tanımış, yenmiş. Bizlere de tanıtıyor yenilmeyesiniz diye…
5. KİTAP
BÜYÜK HESAPLAŞMA
“İzmir Suikastı”
Mustafa Kemal Atatürk’e, İzmir Suikastı teşebbüsünün görüldüğü davayı ele alan İstiklal Mahkemesi kararlarında göze çarpacak derecede isabetsizlikler olduğu daha o günlerde çeşitli iddialara, yorumlara yol açmış, tartışmalara neden olmuştur.
Mahkeme heyeti reisinin Cavid Bey ile alakalı kararını mahkeme devam ederken ve karar verilmeden bir buçuk ay önce ‘Cavid’i asacağız’ demesi ardından ortaya çıkmış ve mahkeme heyetinin çok önceden kararını vermiş olduğunun bir göstergesi olarak tarihe düşmüştür.
İdam mahkumu bireylerin idam sehpasına giderken son anlarında dahi, ‘biz suçsuzuz, hata yapıyorsunuz’ kelimeleri bu mahkemenin kararlarının doğru olduğu meselesinde kafalarda şüpheler uyandırıyor.
Biz bu çalışmamızı yaparken, ne kimseyi suçlamak ne de haklı çıkartmak gibi bir amaç içinde olmadık.
Yaptığımız 1926 senesinde yaşanan bir olayı, dönem içinde yayınlanmış ve özelikle Kazım Karabekir Paşa’nın savunmasını ve o zamanda yaşadıklarını kendi notlarından ilk defa kamuoyunun gözleri önüne sermekten ibarettir.
6. KİTAP
ÇOCUK DAVAMIZ
“Yetimlerin Babası”
Kazım Karabekir Paşa’nın görev yaptığı özellikle Doğu vilayetlerinde bakımsız çocuklara yönelik yapmış olduğu çalışmaları ve raporlarını topladığı bu eseri günümüz idarecileri için iyi bir kaynak, tarih meraklıları için ise ibret verici bir çalışmadır.
Paşa bu eserine başlarken şunları dile getiriyor: Bir taraftan çocuk sefaleti, bir taraftan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işittikçe ben de duygularımı kaybettim.
Bakımsız çocuklar millet enerjisinin, bakımsız topraklarda vatan enerjisinin kaybedilmesi demektir.
Bakımsız çocuk milli tehlikedir. Çünkü her sene maddi ve manevi bir sürü düşkün halk arasında kaynaşacak ve ordu saflarına karışacaktır.
Demek milletin ve ordusunun keyfiyet yönünden kıymeti her sene bir derece daha düşecektir. Vatanın, geleceğinin sahipleri bugünün çocuklarıdır.
Şu halde bakımsız çocukların bu vatana nasıl sahip olacakları bugünden düşünülecek bir meseledir.
Bazı kimselerden esefle duydum ve duymaktayım da: ‘Madem ki bakmayacaklar ne diye çocuk yapıyorlar?’
Ben de yanıt veriyorum ki: ‘Ailelerin vatan borçları, yoksul de olsalar, olabilecek olduğu kadar çok çocuk yapmalarıdır.’
7. KİTAP
MİLLET BİLİNCİ
“Tarihte Almanlar ve Alman Ordusu”
Bir toplumun yirmi-otuz yıl gibi çok kısa bir süre içinde nasıl millet bilincini kazanıp, askeri ve ekonomik açıdan dünya çapında sayılı devletler arasına girdiğini ve bir ordunun bu yolda toplumuna nasıl önderlik ettiğini ve ne gibi fedakarlıklar yaptığını gösteren ibret verici bilgilerle dolu bir eser.
Eser üç bölümden buluşmaktedir:
1. Alman tarihi: Tarihte Almanlar, Almanya’nın tarihî geçmişi, geçirdiği evreler, Almanların millet bilincini kazanması.
2. Alman ordusu tarihi ile Clausevitz, Scharnhorst, Schlieffen ve Moltke gibi, Alman askerliğinin ve modern askerliğin temellerini atan büyük Alman komutanlarının anlatıldığı “Alman Ordusu” bölümü.
3. “Alman kültür ve irfanı” adını taşıyan son bölümde ise, bir nebze de olsa Alman kültürüne değinilmektedir.
8. KİTAP
TARİHTE VE ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİ
Kökü çok eskilere dayanan Türk-Alman ilişkileri -günümüze dek uzanan boyutuyla- tarihimizin en enteresan safhalarından birini teşkil etmektedir.
Osmanlı’nın son zamanında yaptıkları kader birliği ve Osmanlı Devleti’nin yıkılışında oynadıkları rol,
bu ilişkiyi ilgincin de ötesine taşıyarak mühim kılmaktadır.
Konu askeri okullarda -daha ziyade- Alman irfanıyla yetişip Osmanlı ordusunun çeşitli kademelerinde Alman subaylarıyla çalışan son dönem Türk askeri tarihinin tanınmış simalarından Kazım Karabekir Paşa’nın da ilgisini çekmiş ve bunun sonucu olarak da bu kitap ortaya çıkmıştır.
9. KİTAP
TÜRK ORDUSUNDA ALMANLAR
Helmuth von Moltke, Colmar Feiherr von der Goltz ve Liman von Sanders, ıslah heyetlerinin başında Türkiye’ye gelip Osmanlı ordusunda senelerce görev yaparak Türk askerlik tarihinin son dönemine damgasını vurmuş üç büyük Alman komutanıdır.
Bunlardan Goltz Paşa, ülkemiz topraklarında ölmüş ve İstanbul’da defnedilmiştir.
Her üçü de Türkiye ve Türk ordusuna dair kitaplar yazmış, anılarını kaleme almış; kendi ülkelerinde bulundukları zamanlarda da Türkiye ile alakalı konferanslar verip makaleler yazmışlardır.
Son zamanda “Kuleli, Harbiye ve Erkan-ı Harbiye mekteplerinde Alman irfanından feyz alarak” yetişen ve ordudaki senelerında sürekli olarak Alman subaylarıyla çalışan Kazım Karabekir Paşa bu eserinde ülkemizde görev yapmış çok sayıdaki Alman subayının en büyükleri olan bu üç askeri ve Türkiye’deki faaliyetlerini, -Goltz ve Liman Paşalarla birlikte çalışması olmasından dolayı- yer yer anılarla bu süreci ifade etmektedir.
10. KİTAP
CEHENNEM DEĞİRMENİ
Mustafa Kemal Paşa olmasaydı, Milli Mücadele yapılabilir miydi?
Bana kalsa, hayır!
Kazım Karabekir Paşa olmasaydı, Milli Mücadele yapılabilir miydi?
Bana kalsa, yine hayır!
Rauf Orbay olmasaydı, Milli Mücadele başarılabilir miydi?
Bana kalsa, yine hayır!
Ama Rafet Paşa olmasa, İsmet Paşa olmasa, hatta Ali Fuat Paşa olmasa, -bana kalsa- yine Milli Mücadele olabilir, başarılabilir, bu kıymetli askerlerin yerini başka kıymetli askerler doldurabilirlerdi!
İşte bu, olmazsa olmaz, nitelikli Rauf Orbay’ın anıları…
Zaten okuyacaksınız; adamın yaşamı destan! Adamın yaşamı, dramla dolu bir serüven! Siz, ne söyleyebilirsiniz? Gerçekten bir Cehennem Değirmeninde öğütülmüş.
Lakin Rauf Orbay, bir İstanbul efendisi! Bir Hamidiye Süvarisi… Yaptıkları ile övünmez, yapamadıkları ile yerinir! Çerkes Ethem’i Milli Mücadeleye sokanın Rauf Orbay olduğunu, bugün kaç kişi bilir? Rauf Orbay’ın, Ege’deki Kuşçubaşı Eşref’in çiftliğine giderek, orada gömülü silahlarla, gömülü altınları Mustafa Kemal Paşa’ya getirip teslim ettiğini, nerede okudunuz? Ama Lozan müzakeresi sırasında Hükümetin kararlarına kulak asmayan İsmet Paşa ile geçinemediğini, bu yüzden Başbakanlıktan çekildiğini, Nutuk’ta bile bulabilirsiniz!
Hamidiye süvarisi kahramanı Rauf Orbay’ın, Mondros Mütarekesini Osmanlı adına imzalamak zorunda kalan Rauf Orbay’ın, Millî Mücadelenin belkemiği Rauf Orbay’ın; Polis gözetiminde yaşarken bile devletinin aleyhinde konuşmayan Rauf Orbay’ın anıları.
İsmet Bozdağ
1. KİTAP
İMPARATORLUĞUN ÇÖKÜŞÜ
“Birinci Dünya Savaşına Neden Girdik, Nasıl Girdik?”
Türk milletini dört yıl ateş ve kan içinde bırakan ve neticede yüzsenelerdan beri bu kahraman milletin nice fedakarlıkları karşılığında elde tutulan Osmanlı Devleti’ni parçalayan Birinci Dünya Savaşı’nın milletimizi alakadar eden cephesini inceden inceye düşünmek ve öğrenmek her Türk vatandaşının büyük vazifesidir. Kazım Karabekir Paşa, Birinci Dünya Savaşı esnasında Genelkurmay Başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiş, savaş müddetince de Çanakkale, Irak ve Kafkas cephelerinde mühim görevlerde yer alırken de yaşadıklarını kaydetmiş, bu anılarını “Birinci Dünya Savaşına Neden Girdik”, “Birinci Dünya Savaşına Nasıl Girdik”, “Birinci Dünya Savaşını Nasıl İdare Ettik – Erzincan ve Erzurum’un Kurtuluşu, Sarıkamış, Kars ve Ötesi” isimli eserlerinde toplamıştır. Karabekir Paşa’nın elinizde tuttuğunuz “İmparatorluğun Çöküşü” isimli eser, Birinci Dünya Savaşına Neden Girdik, Nasıl Girdik? isimli eserleridir.
2. KİTAP
YENİDEN DİRİLİŞE
“Birinci Dünya Savaşını Nasıl İdare Ettik?”
Kazım Karabekir Paşa, Birinci Dünya Savaşı esnasında Genelkurmay Başkanlığı istihbarat şubesini idare etmiştir. Savaş müddetince de Çanakkale, Irak cephelerinde mühim görevlerde yer alırken doğu cephesinin de Van Gölü-Muş-Çapakçur; Rus ordularının Bolşeviklik darbesiyle sarsılması üzerine de Kafkas Cephesinin sağ tarafında bulunan İkinci Kolordu Komutanlığı’ndan, Erzincan’ın karşısındaki Birinci Kafkas Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. Paşa, savaş zamanında tüm yaşadıklarını belgeler ve bilgiler ışığında kayıt altına almıştır. Daha önce yayınevimiz tarafından yayına giren ‘İmparatorluğun Çöküşü’ isimli eserinde bu anılarının, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na neden ve nasıl girdiğini yazdığı eserlerinden oluşmuştu. Yeniden Dirilişe ismiyle paylaşımı yaptığımız bu eser ise Paşa’nın, “Birinci Dünya Savaşı’nı nasıl idare ettik başlığı altındaki, Erzincan ve Erzurum’un Kurtuluşu, Sarıkamış, Kars ve Ötesi” bölümünü kapsamaktadır.
3. KİTAP
NASIL HRİSTİYAN OLACAKTIK?
“Bizi Silah Kuvvetleriyle Parçalayamayan Düşmanlarımız,
Fikir Kuvvetleriyle Mahvedeceklerdir.”
Fethi Bey (Okyar) söz alarak, bana gayet sert, kat’i yanıt verdi: -Evet, Karabekir! Türkler İslamlığı kabul ettiklerinden böyle kaldılar… Ve İslam kaldıkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar… Bunun için İslam kalamayacağız… Ben de aynı sertlikle şu cevabı verdim: “Fethi Bey, bu yabancı düşüncesi şiddetle reddederim! Geri kalmaklığımıza âmil olan şey bir değildir. Fütûhatçılık, temsil kudreti gösterememek, Avrupa’nın ilim ve irfan cephesiyle temassızlık, idarede istibdat gibi mühim nedenler mevcuttur…” Cumhuriyetin ilk senelerında ‘İslam ilerlememize mani, din değiştirelim’ tartışmalarını ve Karabekir Paşa’nın bu düşüncesi savunanlara çok sert tepkisi ile Lozan heyetinde bulunan hahambaşı Hayim Naum’un İngilizlere teklifini okuyacaksınız. Masonların İttihat ve Terakki Cemiyeti üzerindeki tesirini ve Karabekir Paşa’nın masonlar ile alakalı görüşlerini, yine bu kitapta Karabekir Paşa’nın Bulgaristan esareti günlerini okuyacaksınız.
4. KİTAP
ERMENİ DOSYASI
“Nereden Geldiler, Nereye Gidiyorlar?”
Ermeniler, bir komşu Devlet realitesi… Bu realite bilinmedikçe, huzur içinde yaşanamaz.
Bu kitap, Ermenileri iki kez yenmiş bir Osmanlı Paşasının, bu millet üzerindeki gözlemleri, birikimleri…
Bir Osmanlı Paşasının düşmanına nasıl baktığını, nasıl değerlendirdiğini göreceksiniz…
Düşmanınızı, küçümseyerek de yenemezsiniz, önemseyerek de…
Tanıyacaksınız!
Kazım Karabekir Paşa, tanımış, yenmiş. Bizlere de tanıtıyor yenilmeyesiniz diye…
5. KİTAP
BÜYÜK HESAPLAŞMA
“İzmir Suikastı”
Mustafa Kemal Atatürk’e, İzmir Suikastı teşebbüsünün görüldüğü davayı ele alan İstiklal Mahkemesi kararlarında göze çarpacak derecede isabetsizlikler olduğu daha o günlerde çeşitli iddialara, yorumlara yol açmış, tartışmalara neden olmuştur.
Mahkeme heyeti reisinin Cavid Bey ile alakalı kararını mahkeme devam ederken ve karar verilmeden bir buçuk ay önce ‘Cavid’i asacağız’ demesi ardından ortaya çıkmış ve mahkeme heyetinin çok önceden kararını vermiş olduğunun bir göstergesi olarak tarihe düşmüştür.
İdam mahkumu bireylerin idam sehpasına giderken son anlarında dahi, ‘biz suçsuzuz, hata yapıyorsunuz’ kelimeleri bu mahkemenin kararlarının doğru olduğu meselesinde kafalarda şüpheler uyandırıyor.
Biz bu çalışmamızı yaparken, ne kimseyi suçlamak ne de haklı çıkartmak gibi bir amaç içinde olmadık.
Yaptığımız 1926 senesinde yaşanan bir olayı, dönem içinde yayınlanmış ve özelikle Kazım Karabekir Paşa’nın savunmasını ve o zamanda yaşadıklarını kendi notlarından ilk defa kamuoyunun gözleri önüne sermekten ibarettir.
6. KİTAP
ÇOCUK DAVAMIZ
“Yetimlerin Babası”
Kazım Karabekir Paşa’nın görev yaptığı özellikle Doğu vilayetlerinde bakımsız çocuklara yönelik yapmış olduğu çalışmaları ve raporlarını topladığı bu eseri günümüz idarecileri için iyi bir kaynak, tarih meraklıları için ise ibret verici bir çalışmadır.
Paşa bu eserine başlarken şunları dile getiriyor: Bir taraftan çocuk sefaleti, bir taraftan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işittikçe ben de duygularımı kaybettim.
Bakımsız çocuklar millet enerjisinin, bakımsız topraklarda vatan enerjisinin kaybedilmesi demektir.
Bakımsız çocuk milli tehlikedir. Çünkü her sene maddi ve manevi bir sürü düşkün halk arasında kaynaşacak ve ordu saflarına karışacaktır.
Demek milletin ve ordusunun keyfiyet yönünden kıymeti her sene bir derece daha düşecektir. Vatanın, geleceğinin sahipleri bugünün çocuklarıdır.
Şu halde bakımsız çocukların bu vatana nasıl sahip olacakları bugünden düşünülecek bir meseledir.
Bazı kimselerden esefle duydum ve duymaktayım da: ‘Madem ki bakmayacaklar ne diye çocuk yapıyorlar?’
Ben de yanıt veriyorum ki: ‘Ailelerin vatan borçları, yoksul de olsalar, olabilecek olduğu kadar çok çocuk yapmalarıdır.’
7. KİTAP
MİLLET BİLİNCİ
“Tarihte Almanlar ve Alman Ordusu”
Bir toplumun yirmi-otuz yıl gibi çok kısa bir süre içinde nasıl millet bilincini kazanıp, askeri ve ekonomik açıdan dünya çapında sayılı devletler arasına girdiğini ve bir ordunun bu yolda toplumuna nasıl önderlik ettiğini ve ne gibi fedakarlıklar yaptığını gösteren ibret verici bilgilerle dolu bir eser.
Eser üç bölümden buluşmaktedir:
1. Alman tarihi: Tarihte Almanlar, Almanya’nın tarihî geçmişi, geçirdiği evreler, Almanların millet bilincini kazanması.
2. Alman ordusu tarihi ile Clausevitz, Scharnhorst, Schlieffen ve Moltke gibi, Alman askerliğinin ve modern askerliğin temellerini atan büyük Alman komutanlarının anlatıldığı “Alman Ordusu” bölümü.
3. “Alman kültür ve irfanı” adını taşıyan son bölümde ise, bir nebze de olsa Alman kültürüne değinilmektedir.
8. KİTAP
TARİHTE VE ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİ
Kökü çok eskilere dayanan Türk-Alman ilişkileri -günümüze dek uzanan boyutuyla- tarihimizin en enteresan safhalarından birini teşkil etmektedir.
Osmanlı’nın son zamanında yaptıkları kader birliği ve Osmanlı Devleti’nin yıkılışında oynadıkları rol,
bu ilişkiyi ilgincin de ötesine taşıyarak mühim kılmaktadır.
Konu askeri okullarda -daha ziyade- Alman irfanıyla yetişip Osmanlı ordusunun çeşitli kademelerinde Alman subaylarıyla çalışan son dönem Türk askeri tarihinin tanınmış simalarından Kazım Karabekir Paşa’nın da ilgisini çekmiş ve bunun sonucu olarak da bu kitap ortaya çıkmıştır.
9. KİTAP
TÜRK ORDUSUNDA ALMANLAR
Helmuth von Moltke, Colmar Feiherr von der Goltz ve Liman von Sanders, ıslah heyetlerinin başında Türkiye’ye gelip Osmanlı ordusunda senelerce görev yaparak Türk askerlik tarihinin son dönemine damgasını vurmuş üç büyük Alman komutanıdır.
Bunlardan Goltz Paşa, ülkemiz topraklarında ölmüş ve İstanbul’da defnedilmiştir.
Her üçü de Türkiye ve Türk ordusuna dair kitaplar yazmış, anılarını kaleme almış; kendi ülkelerinde bulundukları zamanlarda da Türkiye ile alakalı konferanslar verip makaleler yazmışlardır.
Son zamanda “Kuleli, Harbiye ve Erkan-ı Harbiye mekteplerinde Alman irfanından feyz alarak” yetişen ve ordudaki senelerında sürekli olarak Alman subaylarıyla çalışan Kazım Karabekir Paşa bu eserinde ülkemizde görev yapmış çok sayıdaki Alman subayının en büyükleri olan bu üç askeri ve Türkiye’deki faaliyetlerini, -Goltz ve Liman Paşalarla birlikte çalışması olmasından dolayı- yer yer anılarla bu süreci ifade etmektedir.
10. KİTAP
CEHENNEM DEĞİRMENİ
Mustafa Kemal Paşa olmasaydı, Milli Mücadele yapılabilir miydi?
Bana kalsa, hayır!
Kazım Karabekir Paşa olmasaydı, Milli Mücadele yapılabilir miydi?
Bana kalsa, yine hayır!
Rauf Orbay olmasaydı, Milli Mücadele başarılabilir miydi?
Bana kalsa, yine hayır!
Ama Rafet Paşa olmasa, İsmet Paşa olmasa, hatta Ali Fuat Paşa olmasa, -bana kalsa- yine Milli Mücadele olabilir, başarılabilir, bu kıymetli askerlerin yerini başka kıymetli askerler doldurabilirlerdi!
İşte bu, olmazsa olmaz, nitelikli Rauf Orbay’ın anıları…
Zaten okuyacaksınız; adamın yaşamı destan! Adamın yaşamı, dramla dolu bir serüven! Siz, ne söyleyebilirsiniz? Gerçekten bir Cehennem Değirmeninde öğütülmüş.
Lakin Rauf Orbay, bir İstanbul efendisi! Bir Hamidiye Süvarisi… Yaptıkları ile övünmez, yapamadıkları ile yerinir! Çerkes Ethem’i Milli Mücadeleye sokanın Rauf Orbay olduğunu, bugün kaç kişi bilir? Rauf Orbay’ın, Ege’deki Kuşçubaşı Eşref’in çiftliğine giderek, orada gömülü silahlarla, gömülü altınları Mustafa Kemal Paşa’ya getirip teslim ettiğini, nerede okudunuz? Ama Lozan müzakeresi sırasında Hükümetin kararlarına kulak asmayan İsmet Paşa ile geçinemediğini, bu yüzden Başbakanlıktan çekildiğini, Nutuk’ta bile bulabilirsiniz!
Hamidiye süvarisi kahramanı Rauf Orbay’ın, Mondros Mütarekesini Osmanlı adına imzalamak zorunda kalan Rauf Orbay’ın, Millî Mücadelenin belkemiği Rauf Orbay’ın; Polis gözetiminde yaşarken bile devletinin aleyhinde konuşmayan Rauf Orbay’ın anıları.
İsmet Bozdağ