Çivisi Çıkmış Dünya Uygarlıklarımız Tükendiğinde Pdf indir
Çivisi Çıkmış Dünya
Uygarlıklarımız Tükendiğinde pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde TÜRKÇE sayfadan oluşan Çivisi Çıkmış Dünya
Uygarlıklarımız Tükendiğinde kitabı 216 olarak çıkarılmıştır. Amin Maalouf tarafından kaleme alınan Çivisi Çıkmış Dünya
Uygarlıklarımız Tükendiğinde isimli kitap 9789750816185 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatındadır. Çivisi Çıkmış Dünya
Uygarlıklarımız Tükendiğinde kitabını 16.01.2019 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Çivisi Çıkmış Dünya
Uygarlıklarımız Tükendiğinde pdf oku indir.
Çivisi Çıkmış Dünya
Uygarlıklarımız Tükendiğinde pdf indir
Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez “medeniyetler çatışması” adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünya çapındaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor. Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaveyavet ediyor insanlığı…
Çivisi Çıkmış Dünya öte yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, öte yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle savaşan insanlık için bir yol haritası… Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği, 20. yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye’den bahsediliyor.
Maalouf’un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.
(…)Birinci Dünya Savaşı’nın ertesinde, bugünkü Türkiye toprakları çeşitli İtilaf orduları arasında paylaşılırken ve Versailles’da veya Sèvres’de toplanan Batılı güçler duygusuz biçimde insanlara ve topraklara sahip olurken, Osmanlı ordusunun bu subayı galiplere hayır deme cesaretini göstermiştir. Birçokları karşı karşıya geldikları haksızlıklardan yakınırken, Mustafa Kemal Paşa silaha sarılmış, ülkesini işgal eden yabancı birlikleri kovmuş ve diğer güçleri tasarılarını gözden geçirmek zorunda bırakmıştır.
Bu ender rastlanan tutum söylemek istediğim, hem yenilmez olarak ün salmış düşmanlarına direnme gözüpekliğini sergilemesi, hem de bu savaşımdan galip çıkması onun meşruiyet kazanmasına yol açmıştır. Kısa süre içinde, “ulusun kurucusu” konumuna gelen eski subayın Türkiye’yi ve Türkleri istediği gibi yeniden şekillendirmek için uzun süreli bir gücü mevcuttur artık. Azimle işe koyulur. Osmanlı hanedanına son verir, halifeliği kaldırır, din ile devlet işlerini birbirinden ayırır, sıkı bir laik sistem kurar, halkından Avrupalılaşmasını ister, Arap alfabesinin yerine Latin alfabesini koyar, erkeklerin sakal tıraşı olmasını, kadınlarınsa peçelerini çıkarmasını zorunlu kılar, kendi başındaki geleneksel başlık yerine Batı tarzı şık bir şapka kullanmaya başlar.
Halkı da onu izlemiştir. Çok da şikâyet etmeden, gelenekleri ve inanışları altüst etmesine izin vermiştir. Neden? Çünkü halkını tekrar gururlandırmıştır. Halka haysiyetini geri veren kişi ona birden fazla şeyi kabul ettirebilir. Ondan fedakârlıklar, kısıtlamalar isteyebilir ve hatta buyurganca davranabilir; halk yine de onu dinleyecek, savunacak, onun sözünü dinleyecektir; sonsuza dek değil, ama uzun süreliğine. Dine çatsa bile, yurttaşları çok da sırtını dönmeyecektir ona. Siyasette, dinin kendisi bir amaç değildir, düşüncelerden biridir yalnızca; meşruiyet en inançlı olana değil, mücadelesi halkınkiyle aynı olana verilir.