Çile – Necip Fazıl Kısakürek PDF indir
Çile – Necip Fazıl Kısakürek, pdf kitap bölümümüzde kasım 2014 senesinde kaleme alınan Çile – Necip Fazıl Kısakürek kitabını sizlerle paylaştık. Çile – Necip Fazıl Kısakürek kitabının detayları..
Çile – Necip Fazıl Kısakürek – Özeti
Çile – Necip Fazıl Kısakürek
Şairliğim on iki yaşımda başladı.
Bahanesi enteresantır:
Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim… Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, ufak ve eski bir defter.. Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde.. Haberi veren annem, bir an gözlerimin içini tarayıp;
– Senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim!
Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü.
Varlık hikmetimin ta kendisi… Gözlerim, hastahane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı, içimden kararımı verdim:
– Şair bulunacağım!Ve oldum.
1925’de “Örümcek Ağı”, 1928’de “Kaldırımlar”, 1932’de “Ben ve Ötesi”, 1953’de “Sonsuzluk Kervanı” ve 1969’da “Şiirlerim” ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının birden çok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen Necip Fazıl Kısakürek’in, 1922’de Yeni Mecmua’da yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi aracılığıyla süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirleri
Ve Poetikası Bir yanda belli başlı bir sanat anlayışından tüten şiirler, diğer yanda, bu sanat anlayışının tüttürdüğü şiir mefkûresi
Kitabın Özeti
Bu güzel sözü söyleyen; güzel bir adamın kitabı olan Çile, Necip Fazıl Kısakürek’in konulara göre bölümlere ayrılmış şiirlerinden oluşmaktaydı. Ve toplam on altı bölüm bulunmaktadır.
Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık, ölürken yıkanmazdık.
İlk bölümde Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinin kaynağı ve neden şair olduğu ile alakalı sorulara yanıt vermektedir.
“Pencere koştum: Kızıl kıyamet!
Dedikleri çıktı, yaşlı bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.”
İkinci bölümde, Allah sevgisi ve bağlılığı ile alakalı şiirler bulunmaktadır. Hatta kitabın adını taşıyan ‘Çile’ adlı şiir de bu bölümdedir. Birkaç mısra da buraya bırakmak isterim.
Üçüncü kısım da ise insan benliği ile alakalıydı. Ruhun temizliği, dinginliği ahlak ve peygamber efendimiz adına yazılan şiirler bulunmaktaydı. Bir sonraki bölümde ise Necip Fazıl Kısakürek ölümü ele almıştı. Ecelin gelip kapıya çattığının habercisiydi adeta.
“Kaldırımlar, çilekeş yalnızlığın annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.”
Beşinci bölümün temel konusu ise şehirlerdi. Ki Necip Fazıl, İstanbul’a olan sevgisini anlatan bir çok şiiri vardı. Ama her şeyden önemlisi, kendisini Kaldırımlar adlı şiiri ile tanmış olarak bu ünlü şiiri ise Şehirler kategorisinde yer alıyordu.
“Kadından kendisinde olmayanı istedik;
Hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz…”
Bir sonraki bölümde ise Necip Fazıl Kısakürek doğanın, tabiatın bunun bunun yanındalık ve eşsizliğinden bahsedip, azgın dalgaların; sert rüzgârların, ağaçlarda savrulan yaprakların dili olmuştur. Yedinci bölümde ise kadınlardan bahsedilmiş. Ama genelde iki mısralık sözler demek daha uygun olur o bölüm için. İki satırlık mısraların içinde de direk ‘kadın’ ifadesi geçiyordu, orada bulunan anlamı sözcüklerin gölgesinden bizler çıkarıyorduk.
“Gün bitiyor şafakta,
Biliyor, biliyorum:
Tabut gıcırdamakta
Ve hevesler damakta…”
Sekizinci bölümün ana teması ‘korku’ idi. Korkunun bin bir çeşidi mevcuttur. Karanlıktan, ölümden, yalnızlıktan, ihanetten, yalandan korkmak gibi mesela… Ama burada anlatılan asıl korku bence ölümdü. Ölüp, toprağın altında bir başına olmanın korkusu anlatılıyordu adeta dizeleri oluşturan sözcüklerin arkasında.
“Hasretim, her tümseğin, her çatının ardında;
Kelimenin üzerinde, cümlelerin altında…”
Bir sonraki bölümde ise ‘Daüssıla’dan yani yurt özleminden bahsediliyordu. Farklı yurt özlemlerinden… Birine; bir anne kucağıdır yurt. Birine ise yaşadığı memleket, birine ise gurbetteyken kokusu burnunda tüten can şehri… Sana, bana, ona göre değişir. Tek bir ortak noktası ise herkes gönlünden bağlanmıştır can yurduna. Ve duyulan özlemler hep aynıdır. Acı bir biçimde, derin nefes aldığında koklamak istediğin kokunun burnunda tütüp; burun direğini sızlatmasıdır.
“Nedir zaman, nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir?
İniş mi, yokuş mu?”
Onuncu bölümde ise konumuz ‘Ukde’ başlığı altında toplanan şiirlerdi. Ki bilirsiniz ukdenin iki anlamı mevcuttur. Bir düğüm manasına gelmektedirken birde içinde dert olan şey manasına da gelmektedir. Bu başlığın kesin bir anlamı yoktu aslında. Şiirler her iki anlamı da içinde yer alıyordu. Zamanın attığı düğümler ile şöhretin içinde geçirilen dertlere denk geliyordu.
“Rüzgâra bir oku ver ki, hırkandan;
Geleyim, izine doğru arkandan;
Bırakmam, tutmuşum artık yakandan,
Medet ey dervişim, Yunus’um medet…”
Daha sonraki bölümlerde ise kahramanlık ve savaşlar gibi ülkemiz için önemli olaylar adına yazılmış şiirler bulunmakta. Kahraman dediğimde düşüncenizde bir sınırlandırma olmasın. Necip Fazıl Kısakürek geçmişin geçmişine giderek Yunus Emre’ye dayanana kadar kahramanlarını bizimle paylaşmıştır.
Necip Fazıl Kısakürek; bize şiiri anlatıyor. Hani bazı insanlar için şiir mısralardan bir araya gelen ve herhangi bir anlam ifade etmeyen dörtlükler bölüm.
Şiirde baş unsur, fikirle hissin ara çizgisi üzerinde, duygulaşmış düşüncelerdir.
Bir önceki yazımız olan Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 – Marie Lu başlıklı kitabımızda Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2, Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 ekitap indir ve Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 ekitap oku ile ilgili bilgiler verilmektedir.