Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Pdf indir
Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları Pdf indir, kitap sever takipçilerimiz için Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları Kitabı ile ilgili bilgi vereceğiz. Artemis Yayınları aracılığıyla çıkarılan Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları Kitabı 790 Sayfa sayfadan bir araya gelmektedir. 2. Hamur Kağıt baskı ile çıkan Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları kitabı 10.50×17.00 cm‘dir. Ağustos 2014 nolu ISBN numarasına sahip Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları kitabının yazarı Demet Altınyeleklioğlu. Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları PDF indirebilirsiniz.
Cariyenin Gelini Nurbanu Demet Altınyeleklioğlu Artemis Yayınları Kitabı Pdf indir
İktidara giden yolda Hürremin izinden yürüyecekti.
Ölümün kıyısında yaşanan hayatlar. Harem cehenneminden cennete uzanan bir yol. Kendi destanını yaratan, osmanoğlu’na kader katan, aykırı bir kadın. Aşk, entrika, tuzak, ihanet. . . Güzeller güzeli Cecılıa Baffo’ydu o… Venedik Venedik olalı, ondan güzelini görmemişti. Altın Kız derlerdi ona. Serenatlar ona yapılır, aşk şiirleri onu anlatırdı. “Güneş doğudan değil, Cecilia’nin gözlerinden doğar, onun gözlerinden batar. Yıldızlar gözlerinde parıldar” derdi şarkılar. Lakin kaderin rüzgarı yaman esecek, Cecilia kaçırılacak ve Sultan Süleyman’ın haremine savrulacaktı. Rüyaların kraliçesi, artık bir köleydi. Haremi birbirine katan cariye Cecilia’nın yolu, Sultan Süleyman’ın, güzellikte kendisiyle yarışan biricik kızıMihrimah’la kesişti. “Senin adın artık Nurbanu olsun!” dedi Mihrimah. “Tanrının Işığını Saçan Kraliçe…” Nurbanu, güzelliği ve aklıyla büyülediği, Hürrem’in oğlu Şehzade Selim’in ruhunda iktidar fırtınası yaratacaktı. Oysa, Sultan Süleyman’ın karısı Hürrem, iktidar oyununu Selim’in değil, ufak oğlu Beyazıt’ın üzerine kurmuştu. Ve böylece kayınvalide Hürrem ve gelin Nurbanu içinde amansız bir mücadele başladı…
“Ben, Sultan Murad Han’ın annesi Cecilia Baffo’yum. Öyküm dillere destan olmalı!” dedi. Dediği oldu.
Tarih benim için ne der, umurumda değil. Tarih, kalem kimin elindeyse onun öyküsünü anlatır. Bugün kahraman ilan ettiğini yarın lanetler. Hain diye damgaladığına, yarın bir bakarsın alkış tutar. Osmanlı’nın benim hakkımda vereceği hüküm de umurumda değil. Venedik’in dediği de, diyeceği de. Ben bahtımın çizdiği yolda yürüdüm. Başka çarem vardı da yapmadım mı, başka yolum vardı da yürümedim mi? Kader rüzgarsa, insan dediğin de önüne kattığı kuru yaprak. Esti mi bir o yana savurur adamı, bir bu yana. Savrula savrula buralara geldim, bunları yaptımsa suç benim mi? Varsın tarih istediğini yazsın. Osmanlı ne bilirse onu desin. Venedik, maskesiz dolaşamadığına bakmadan varsın beni ayıplasın. Hepsi celladın yağlı urganından, kılıcından, baltasından iyidir. Gerçeği yaşayan bilir. Ben yaşadım. Venedikli Cecilia Baffo’dan Nurbanu doğurdum. Bir cariyeden kraliçe yarattım. Bir sarhoştan kral…
Herkes böyle bilsin. Osmanlı’ya iki padişah veren Nurbanu Valide Sultan’ım ben.