Tarih Kitapları
Arap Kızı Camdan Bakıyor Türkiye’nin “Siyah”ları Pdf indir
Arap Kızı Camdan Bakıyor
Türkiye’nin “Siyah”ları pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 176 sayfadan oluşan Arap Kızı Camdan Bakıyor
Türkiye’nin “Siyah”ları kitabı Karton Kapak olarak çıkarılmıştır. Ümit Bayazoğlu tarafından kaleme alınan Arap Kızı Camdan Bakıyor
Türkiye’nin “Siyah”ları isimli kitap TÜRKÇE dilinde ve 13 x 19.5 cm ebatındadır. Arap Kızı Camdan Bakıyor
Türkiye’nin “Siyah”ları kitabını 9786257460118 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Arap Kızı Camdan Bakıyor
Türkiye’nin “Siyah”ları pdf oku indir.
Arap Kızı Camdan Bakıyor
Türkiye’nin “Siyah”ları pdf indir
Yazarlık yaşamında daima gölgede kalana odaklanan Ümit Bayazoğlu’ndan tarihte kaldığı sanılan bir fenomene ezber bozan bir bakış. Bayazoğlu, üzerinde yaşadığımız toprakların “zenci”lerine odaklanıyor bu kez. Köle ticaretinden harem ağalarına, hadım cerrahi operasyonundan ev içi hizmete koşulan “Arap kızı”na, edebiyatın siyahlarından folklordaki “zenci” imgesine uzanan yoğun, enteresan ve öğretici bir metin. Türkçenin “büyük” yazarlarının, hatta mühim bilim bireylerinın meseleye bakışındaki çarpıklığı görünce hayret etmeden duramıyor insan. Oysa “Onlar” vardılar ve buradaydılar. Şimdi yeniden hatırlamaya başlayabiliriz.
Çocukluğumun geçtiği kasabada gördüm onu ilk. Uzun, ince, kıvırcık saçlıydı. Londra asfaltına kum ve çakıl çeken onlarca kamyondan birinde şofördü. Kasabanın yokuşundan o yaz her gün tozu dumana katarak geldi gitti. Kamyonuyla ne zaman geçse, ahali sokağa dökülürdü. Kocaman adamlar bile işi gücü bırakır, ardından “Haydi Arap!” diye bağırır, ıslık çalarlardı. Sonra enteresan bir şey oldu: “Arap” 30 Ağustos’ta kamyonun kasasına sağlı sollu iki bayrak asmış halde geçti kasabadan. Herkes şaşırdı, bu kez “Bravo Arap!” diye bağırdılar, bir alkış tufanı koptu. Bir daha ona sataşmadılar.
Çocukluğumun geçtiği kasabada gördüm onu ilk. Uzun, ince, kıvırcık saçlıydı. Londra asfaltına kum ve çakıl çeken onlarca kamyondan birinde şofördü. Kasabanın yokuşundan o yaz her gün tozu dumana katarak geldi gitti. Kamyonuyla ne zaman geçse, ahali sokağa dökülürdü. Kocaman adamlar bile işi gücü bırakır, ardından “Haydi Arap!” diye bağırır, ıslık çalarlardı. Sonra enteresan bir şey oldu: “Arap” 30 Ağustos’ta kamyonun kasasına sağlı sollu iki bayrak asmış halde geçti kasabadan. Herkes şaşırdı, bu kez “Bravo Arap!” diye bağırdılar, bir alkış tufanı koptu. Bir daha ona sataşmadılar.