Tarih Kitapları
Ölüm Ne Yana Düşer Usta Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları Pdf indir
Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde 9786052603239 sayfadan oluşan Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları kitabı TÜRKÇE olarak çıkarılmıştır. tarafından kaleme alınan Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları isimli kitap 06.10.2021 dilinde ve Karton Kapak ebatındadır. Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları kitabını Sibel Tekin numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları pdf oku indir.
Ölüm Ne Yana Düşer Usta
Diyarbakır, Suruç, Ankara Katliamları pdf indir
10 Ekim 2015 Cumartesi günü, mevsime inat, güneşli bir gündü. Kitlelerin Ankara Garı’na aktığı kalabalık, coşkulu, heyecanlı, neşeli bir gün…
Öyle başladı.
Güneşli, kalabalık, coşkulu, heyecanlı, neşeli gün ve hayat… saat 10.04’te durdu…
Saatlerin, günlerin ve ayların kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bu oldu; biz neden böyle bir şiddetin öznesi olduk? Sadece Ankara’da Garın hemen önünde
değil, Diyarbakır’da çok kalabalık İstasyon Meydanı’nda, Suruç’ta Amara Kültür
Merkezi’nin küçücük bahçesinde neden öldük?
Buzdolabında ölü çocukların, sokaklarında ölü anaların olduğu bir zamana ve mekâna
nasıl sıkıştık?
Sorular soruları taşıdı.
Çok değil elli yıl öncesinin genç, devrimci, romantik Filistin halk savaşçıları nasıl olmuştu
da yerini, kendisine benzemeyeni yok etmek isteyen acımasız İslamcı intihar
eylemcilerine bırakmıştı?
Nasıl olmuştu da, Ortadoğu’nun otokratik yönetimleri kendi çeperlerinde bir isyan
dalgasına yol açmıştı? Nasıl ve neden? O isyanlara sonra ne olmuştu?
Ortadoğu dediğimiz yer nerede başlıyor, nerede bitiyordu?
Kendilerinin olmayan topraklarda başka ülkelerin askerleri ne arıyordu?
Bize ait olmayan topraklarda bizim ne işimiz vardı?
Irak ve Suriye arasındaki sınır belirsizleşirken, hükümranlığı zayıf(latılmış) bu iki ülkenin
Türkiye ile sınırına ne olmuştu?
Türkiye’nin bir güney sınırı var mıydı? Varsa intihar yeleği kuşanmış adamlar o sınırdan
nasıl geçebilmişti?
Bu adamlara yardım eden başka adamlar, senelerdır izlenmiyor muydu?
Türkiye karayolları nasıl olmuştu da bir “cihad otobanına” dönüşmüştü?
Sınırı geçen ve kendileri için hazır edilmiş intihar yeleklerini kuşananlar Türkiye
karayollarını nasıl bu kadar basit bir şekilde aşabilmiş ve hedeflerine varmışlardı?
Biz neden hedef olmuştuk? Diyarbakır’da, Suruç’ta, Ankara’da, Gaziantep’te ve daha
bir çok yerde…
Bu kitap, bir idrak gayretinin ürünü… Soruların soruları izlediği bu kitap hem de bir borcu
ödemek için yazıldı… Arda kalanların gidenlere borcu… Unutulmasınlar, hep bilinsinler
diye..
Öyle başladı.
Güneşli, kalabalık, coşkulu, heyecanlı, neşeli gün ve hayat… saat 10.04’te durdu…
Saatlerin, günlerin ve ayların kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bu oldu; biz neden böyle bir şiddetin öznesi olduk? Sadece Ankara’da Garın hemen önünde
değil, Diyarbakır’da çok kalabalık İstasyon Meydanı’nda, Suruç’ta Amara Kültür
Merkezi’nin küçücük bahçesinde neden öldük?
Buzdolabında ölü çocukların, sokaklarında ölü anaların olduğu bir zamana ve mekâna
nasıl sıkıştık?
Sorular soruları taşıdı.
Çok değil elli yıl öncesinin genç, devrimci, romantik Filistin halk savaşçıları nasıl olmuştu
da yerini, kendisine benzemeyeni yok etmek isteyen acımasız İslamcı intihar
eylemcilerine bırakmıştı?
Nasıl olmuştu da, Ortadoğu’nun otokratik yönetimleri kendi çeperlerinde bir isyan
dalgasına yol açmıştı? Nasıl ve neden? O isyanlara sonra ne olmuştu?
Ortadoğu dediğimiz yer nerede başlıyor, nerede bitiyordu?
Kendilerinin olmayan topraklarda başka ülkelerin askerleri ne arıyordu?
Bize ait olmayan topraklarda bizim ne işimiz vardı?
Irak ve Suriye arasındaki sınır belirsizleşirken, hükümranlığı zayıf(latılmış) bu iki ülkenin
Türkiye ile sınırına ne olmuştu?
Türkiye’nin bir güney sınırı var mıydı? Varsa intihar yeleği kuşanmış adamlar o sınırdan
nasıl geçebilmişti?
Bu adamlara yardım eden başka adamlar, senelerdır izlenmiyor muydu?
Türkiye karayolları nasıl olmuştu da bir “cihad otobanına” dönüşmüştü?
Sınırı geçen ve kendileri için hazır edilmiş intihar yeleklerini kuşananlar Türkiye
karayollarını nasıl bu kadar basit bir şekilde aşabilmiş ve hedeflerine varmışlardı?
Biz neden hedef olmuştuk? Diyarbakır’da, Suruç’ta, Ankara’da, Gaziantep’te ve daha
bir çok yerde…
Bu kitap, bir idrak gayretinin ürünü… Soruların soruları izlediği bu kitap hem de bir borcu
ödemek için yazıldı… Arda kalanların gidenlere borcu… Unutulmasınlar, hep bilinsinler
diye..