Tarih Kitapları
Hilal-i Ahmer Cemiyeti Pdf indir
Hilal-i Ahmer Cemiyeti pdf indir, PDF kitap indirme sitemizde TÜRKÇE sayfadan oluşan Hilal-i Ahmer Cemiyeti kitabı 96 olarak çıkarılmıştır. Ahmed Midhat tarafından kaleme alınan Hilal-i Ahmer Cemiyeti isimli kitap 9786257447614 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatındadır. Hilal-i Ahmer Cemiyeti kitabını 29.06.2022 numarası ile sorgulayabilir ve satın alabilirsiniz. Hilal-i Ahmer Cemiyeti pdf oku indir.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti pdf indir
“İnsâniyyet ve medeniyyetin mebde’i ile müntehâsına bir nazar-ı dikkat ve hikmet atfedilecek olsa âlem-i insâniyyet ve medeniyyette cengin îcâdına şaşılmayıp fakat şimdiye kadar devâmına şaşılabilir. Hele insâniyyet ve medeniyyetin bundan sonra vâsıl bulunacağı daha şimdiden bedâheten tahmin edilen derecât-ı âliyyesi göz önüne getirilecek olur da muhârebenin o zaman dahi devâmına ihtimâl verilir ise insanın bütün bütün şaşırıp kalmaması olabilecek olamaz.”
Osmanlı Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulmuş, 1877 tarihinde “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti” adını almıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor zamanında askerlere yardım maksadıyla kurulan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, ülkeler arası harekete “kızıl ay” amblemini de kazandırmış, böylelikle “hilâl”i dünyaya armağan eden kurum olmuştur. Elinizdeki bu kitap, millî ve milletlerarası bir yardım kurumu olan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti ile ilgiliki birincil kaynaklardan biridir. 1879 tarihli bu eser, Hilâl-i Ahmer’in kuruluşunu ve özellikle Osmanlı-Rus Harbi sırasındaki faaliyetlerini ele alır. Ahmed Midhat Efendi’nin 1878 tarihli üç ciltlik Fransızca Société Ottomane de secours aux blessés et malades militaires [Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti] adlı eserden derlediği Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Fransızcası olmayan Türk okuyucunun Hilâl-i Ahmer ile alakalı malumata erişmesinde köprü görevi görmüştür. Ahmed Midhat Efendi’nin yer yer kendi izlenim ve görüşlerini de okurlarla paylaşımı yaptığı bu eser, Hilâl-i Ahmer’in ilk kuruluş tarihi gibi muğlak bazı hususlara ilişkin net yorum ve bilgiler sunmuştur. Uzun süre, Hilâl-i Ahmer üzerine çalışan araştırmacılar için mühim bir kaynak işlevini gören elinizdeki bu eser; VakıfBank Kültür Yayınları’nın “Cumhuriyet’e intikal eden köklü kurumların tarihi” ile alakalı çalışmalarının bir numunesi olarak okuyucularla buluşuyor.
Yazar Hakkında:
1844 senesinde İstanbul’un Tophane semtinde, orta halli bir esnaf ailesinin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı. Ağabeyinin memuriyeti vesilesiyle gittiği Niş’te rüşdiyeyi bitirdi ve o sırada Niş valisi olan Midhat Paşa ile yakınlaştı. Midhat Paşa, 1864 senesinde kurulan Tuna Vilayeti’nin ilk valisi olarak atanınca, Ahmed Midhat da vilayetin merkezi olan Rusçuk’ta Vilayet Mektûbî Kalemi’nde memuriyete başladı. Bu arada hem Fransızca öğrenen hem de Tuna Gazetesi’nde yazarlık yaşamına başlayan Ahmed Midhat, 1871’de İstanbul’a döndü ve bi hayli hızlı bir biçimde yayıncılık, gazetecilik ve yazarlık yaşamına atıldı. Bu senelerda önce Tahtakale’deki evinin bodrumuna yerleştirdiği bir makine ile matbaacılığa başladı, ardından Kırkambar Matbaası’nı kurdu. 1873’te Genç Osmanlılarla birlikte sürgüne gönderildi ve Ebuzziya Tevfik ile birlikte sürüldüğü Rodos’ta 38 ay kaldı. Sürgünden İstanbul’a döndükten sonra yayıncılık ve yazarlık işlerini hem özel girişimlerle hem de II. Abdülhamid ile kurduğu ilişkiler aracılığıyla atandığı devlet görevleriyle sürdürdü. 1878’de çıkarmaya başladığı Tercümân-ı Hakîkat gazetesi Osmanlı gazeteleri arasında en uzun süre yayımlanan gazetelerden biri olmuştur. II. Meşrutiyet zamanında yaş haddi sebebiyle emekliye ayrıldı ve yazı yaşamından da çekildi. 28 Aralık 1912 tarihinde Darüşşafaka’da nöbetçi olduğu bir sırada kalp durmasından yaşamını yitirdi. Cenazesi Fatih Camii haziresine toprağa verildi.
Osmanlı Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulmuş, 1877 tarihinde “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti” adını almıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor zamanında askerlere yardım maksadıyla kurulan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, ülkeler arası harekete “kızıl ay” amblemini de kazandırmış, böylelikle “hilâl”i dünyaya armağan eden kurum olmuştur. Elinizdeki bu kitap, millî ve milletlerarası bir yardım kurumu olan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti ile ilgiliki birincil kaynaklardan biridir. 1879 tarihli bu eser, Hilâl-i Ahmer’in kuruluşunu ve özellikle Osmanlı-Rus Harbi sırasındaki faaliyetlerini ele alır. Ahmed Midhat Efendi’nin 1878 tarihli üç ciltlik Fransızca Société Ottomane de secours aux blessés et malades militaires [Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti] adlı eserden derlediği Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Fransızcası olmayan Türk okuyucunun Hilâl-i Ahmer ile alakalı malumata erişmesinde köprü görevi görmüştür. Ahmed Midhat Efendi’nin yer yer kendi izlenim ve görüşlerini de okurlarla paylaşımı yaptığı bu eser, Hilâl-i Ahmer’in ilk kuruluş tarihi gibi muğlak bazı hususlara ilişkin net yorum ve bilgiler sunmuştur. Uzun süre, Hilâl-i Ahmer üzerine çalışan araştırmacılar için mühim bir kaynak işlevini gören elinizdeki bu eser; VakıfBank Kültür Yayınları’nın “Cumhuriyet’e intikal eden köklü kurumların tarihi” ile alakalı çalışmalarının bir numunesi olarak okuyucularla buluşuyor.
Yazar Hakkında:
1844 senesinde İstanbul’un Tophane semtinde, orta halli bir esnaf ailesinin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı. Ağabeyinin memuriyeti vesilesiyle gittiği Niş’te rüşdiyeyi bitirdi ve o sırada Niş valisi olan Midhat Paşa ile yakınlaştı. Midhat Paşa, 1864 senesinde kurulan Tuna Vilayeti’nin ilk valisi olarak atanınca, Ahmed Midhat da vilayetin merkezi olan Rusçuk’ta Vilayet Mektûbî Kalemi’nde memuriyete başladı. Bu arada hem Fransızca öğrenen hem de Tuna Gazetesi’nde yazarlık yaşamına başlayan Ahmed Midhat, 1871’de İstanbul’a döndü ve bi hayli hızlı bir biçimde yayıncılık, gazetecilik ve yazarlık yaşamına atıldı. Bu senelerda önce Tahtakale’deki evinin bodrumuna yerleştirdiği bir makine ile matbaacılığa başladı, ardından Kırkambar Matbaası’nı kurdu. 1873’te Genç Osmanlılarla birlikte sürgüne gönderildi ve Ebuzziya Tevfik ile birlikte sürüldüğü Rodos’ta 38 ay kaldı. Sürgünden İstanbul’a döndükten sonra yayıncılık ve yazarlık işlerini hem özel girişimlerle hem de II. Abdülhamid ile kurduğu ilişkiler aracılığıyla atandığı devlet görevleriyle sürdürdü. 1878’de çıkarmaya başladığı Tercümân-ı Hakîkat gazetesi Osmanlı gazeteleri arasında en uzun süre yayımlanan gazetelerden biri olmuştur. II. Meşrutiyet zamanında yaş haddi sebebiyle emekliye ayrıldı ve yazı yaşamından da çekildi. 28 Aralık 1912 tarihinde Darüşşafaka’da nöbetçi olduğu bir sırada kalp durmasından yaşamını yitirdi. Cenazesi Fatih Camii haziresine toprağa verildi.