Demir Konsey – China Mieville PDF indir
Demir Konsey – China Mieville, pdf kitap bölümümüzde Mart 2015 senesinde kaleme alınan Demir Konsey – China Mieville kitabını sizlerle paylaştık. Demir Konsey – China Mieville kitabının detayları..
Demir Konsey – China Mieville – Özeti
Demir Konsey – China Mieville
Britanya bilim kurgu ve fantastik edebiyatının genç ve tecrübeli ismi China Miéville’in, Perdido Sokağı İstasyonu ve Yara’nın sonrasında, Yeni Crobuzon üçlemesinin son kitabı olarak kurguladığı Demir Konsey; mevcut baskı rejimine karşı ayaklanan çeteler, örgütler ve direnişçilerin sahnede olduğu, mekân ve zamanın parçalandığı bir savaş ve isyan zamanına odaklanıyor.
Roman, 2005 senesinde Arthur C. Clarke ödülünü kazandı, Locus ödüllerinde ise En İyi Fantastik Roman seçildi.
Tesh şehrinin Yeni Crobuzon’la sürdürmekte olan karşılaşmasında umutsuzluk ve şiddet yaşama egemen olurken çevrede bir fısıltı dolaşmaktadır:
Artık Demir Konsey zamanı. Demir Konsey; Yeni Crobuzon yurttaşlarının; Parlamento ve milislerin işçilere, sanatçılara, askerlere, büyücülere, fahişelere kök söktüren tiranlığına son vermek için umutla direnmelerinin imgesi.
Fantastik edebiyat alanının en saygın ödülü olarak kabul gören Arthur C. Clarke ödülünü üç kez kazanan tek yazar olan China Miéville, Demir Konsey’de çok katmanlı, anlatımsal ve politik sınırları zorlayan, lirik bir romanla çıkıyor okuyucuların karşısına.
Baskı ve zorbalığa karşı isyanla körüklenen ebedi tren Demir Konsey bilinmeyen bir geleceğe doğru ilerlerken, devrim hep yaklaşmakta, hep gelmek üzeredir.
Geçmiş senelerda, kadınlar ve erkekler toprakta bir yol açıyor ve birliktelerinde tarihi taşıyorlar. Dinginler, ağızlarında savaş çığlıkları var. Kayalık siperlerde, engebeli arazide, ormanda, çalılık ve tuğla gölgelerdeler. Artları arkaları kesilmiyor. Çoktan geçmiş olan bu senelerda birisi, bir granit çıkıntısında, kenetlenmiş bir yum ruğu andıran bir dağın üzerinde duruyor.
Dağın zirvesi ağaçlarla kaplı, adeta bir orman, köpürerek yayılmış gibi. Adam yeşil bir dünyanın tepesinde duruyor ve aşağıda dolaşıp duran tüylü ve sert derili hayvanlar ona hiç aldırmıyorlar. Açtığı yol batolit sütunların ötesine geçip yukarıya doğru uzanıyor ve bitişiğinde ise muşambadan korunaklar var. Adamlar ve ateş, ormanı gübreleyen yangınların ufak, kısır kuzeni. Tepedeki adam, bu geçmiş anı sonsuza dek donduran rüzgârda dikilirken soluğu da sakalında donakalıyor.
Camın içinde ağır ağır akan cıvaya bakıyor; bir barometre ve derede işaretli kordonu. Etrafına, dünyanın göbeğinin üzerinde ve bir dağ sonbaharında onunla birlikte duran adamlara bakıyor. Oraya tırmanarak gelmişlerdi. Sıra sıra adamlar, yer çekimine karşı direnmekten yorulmuş, silikat duvarların kuytu köşelerine sinmişlerdi.
Kendi malzemelerinin uşakları olmuş, pirinç, tahta ve cam ıvır zıvtrlarını budala zenginler gibi, dünyanın bir ucundan buraya kadar taşımışlardı. Tepedeki adam çoktan geçmiş olan anı soluyor, orman hayvanlarının öksürüklerini, birbirine sürtünen ağaçları dinliyor.
Derin vadilerin olduğu yerleri öğrenmiş, çizgilerle belirleyip üzerlerine işaret koymuş, çizimlerine notlar düşmüş, derin ovaların veya yanları açık çanakların, ırmakların döküldüğü kanyonların, derelerin, nehirlerin ve eğrelti kaplı bozkırların detaylarını araştıralı rak çizimlerini detaylandırmıştı.
Çam veya dişbudakların sardığı ve bir kıvrımın yarıçapını not aldığı topraklar karşısında kendini çok sıradan hissediyordu. Soğuktan, adamların altısı ölmüş ve derme çatma mezarlarında bembeyaz ve kaskatı halde uzanıyorlar. İbliskanatlılar, grubu kanla yıkıyor, ayılar ve ölümün karanlığı karşısında sayıları azalıyor, adamlar perişan oluyor ve gecenin içinde ağlaşarak kayboluyorlar, katırları ölüyor, kazıları yarım kalıyor ve boğulanlar, güvensizlikle saldıran yerlilere yem olanlar da var ama bunların hepsi başka anlarda.
Bu çoktan geçmiş anda ağaçların tepesinde yalnızca tek bir adam var. Batıda dağlar önünü kesiyor ama o an önünde daha kilometreler var. Sadece rüzgâr onunla konuşuyor ama adının hakaret ve saygıyla ağza alındığım biliyor. Uyanması tartışmalara yol açıyor.
Şehrinin doruklarında onun çabaları aileleri parçalıyor. Bazıları onun tanrılar adına konuştuğunu dile getiriyor ve bu ona gurur veriyor. Dünyanın suratına edilmiş bir hakaret o, planları ve yolu iğrençlikten başka bir şey değil. Adam gecenin bastırmasını izliyor. (Çok zaman önceydi bu an.)
Gölgelerin uzamasını izliyor ve yemek yiyen adamlarının seslerini işitmeden veya onlarla birlikte oturup yiyeceği kaya sıçanlarının kokusunu almadan önce, şu anda yalnızca o, dağ, gece ve gördüğü her şeye dair yorumları ve bu umarsız tepelere ilişkin ölçümleriyle dolu defterleri ve isteği var. Gülümsemesinde bir kurnazlık, tatminiyet veya güven yok, ama neşeli bir gülüş bu, çünkü planlarının kutsal olduğunu biliyor.
Bir önceki yazımız olan Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 – Marie Lu başlıklı kitabımızda Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2, Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 ekitap indir ve Wildcard-Joker Oyuncusunun Hikayesi Seri 2 ekitap oku ile ilgili bilgiler verilmektedir.